26 Ocak 2010 Salı

Dos Santos'un Yıldızı



Galatasaray Haldun Üstünel'in hüneri ile Türk futbol tarihinin en flaş ara transfer dönemini geçirmektedir hiç kuşkusuz. Jo hakkındaki görüşlerimi yazdım, çok önemli bir transfer değildir bana göre ama bu maliyetle nokta atışıdır sarı kırmızılılar için. Lucas Neill ise bölgesi ve deneyimi itibariyle yerinde bir transfer olarak göze çarpmaktadır.

Giovani Dos Santos'a gelince, henüz resmi olarak açıklanmasa da neredeyse bitmiş gözüküyor bu oyuncunun transferi de. Giovani Dos Santos Barca'da Messi ve Bojan Krkicli son dönem yıldız adayları arasında, Katalan ekibinde aradığını bulamayıp, sezon sonunda o kadrodan ayrılan diğer pek çok yıldız ağabeyi gibi, o da başka bir takımda şansını denemeye karar verip Ada yolunu tutmuş genç bir oyuncu bildiğiniz üzere. Henüz 20 yaşındadır ve çok büyük bir yıldız olma şansını da kaybetmemiştir. Aynı yaş grubundaki Pato, Aguero ve Zarate yürümüş gitmiştir gerçi ama umutları kesmek için hala çok erkendir. Rijkaard'ın son sezonunda karmaşık bir ortamda Barcelona B takımından A takıma yükselmiş olmasıdır belki de şanssızlığı. Daha sonra da yılların istikrarsız takımı Tothenham'da bulması kendisini. O Tothenham'a kendisinden önce ne isimler gelmiş ama hiçbiri şaha kaldıramamıştır Londra takımını.

Futbolculuk kariyerindeki en önemli bireysel ve takım başarısı Meksika Milli Takımı ile 2005'te yaşadığı U17 Dünya Şampiyonluğu ve turnuvanın en iyi ikinci oyuncusu seçilmesidir. Aynı turnuvada Manchester Unitedlı Anderson en iyi oyuncu seçilmiştir.

Bir anektod aynı turnuvada B grubunda Türkiye ile oynayan Meksika şimdi takımarkadaşı ve kanat arkadaşı olacak Caner'in de golüyle 2-1 devirmişti rakibini. Yarı finalde Brezilya'ya toslayan ekibimiz turnuvadaki şampiyonluk şansını kaybederken, o Meksika finalde 3-0 ile şampiyonluğa uzanmıştı.


(Fotograflarda yeralan kareler Dos Santos'un çapkınlık kareleri değildir, hala ayrılmadılarsa şarkıcı ve TV yıldızı Belinda ile beraberlikleri geçtiğimiz yıldan beri devam etmektedir).
2005'teki U-17'de Caner ile karşı karşıya oynayan Dos Santos'un bu oyuncuyla forma rekabetine girmesi de bu açıdan garip bir tesadüfü beraberinde getirmektedir. Harry Redknapp'ın hala gelişim göstermesi gerektiğini düşünerek kiralanmasına izin verdiği ve Ipswich Town yolunu tutan Meksikalı Galatasaray'a gelerek doğru ellere teslim edecektir kendisini.

Dos Santos gelirken beklenti ile ilgili çıtayı da doğru koymak gerekir. Hiç kimse bu adamdan Messicilik oynamasını beklememelidir ancak pekala sistemin önemli bir parçası olabilir. Birkaç sezon içerisinde de kalırsa takımı sürükleyen adam olma ihtimali yüksektir. Doğru ellerdedir ama doğru yerde midir gelince göreceğiz. Umarım Türk futbolu onu yemez ve yıldızını yeniden parlatır.
Not: Tüm bunlar Harry Kewell'ı göndermenin haklı gerekçesi olamaz, bana göre takımın gizli lideridir kendileri. Galatasaray onu getirirken başka bir çözüm bulmalıdır. Dos Santos içinse Galatasaray'ı üst seviyeye taşıyacaktır demek fazla kesin bir ifade olur. Ama ona bu şansı vermemek de olmaz. Karışık işler vesselam. Ama Kewell'ı sadece duygusal açıdan göndermeyelim diyenlere hiç katılamıyorum. 6+2'de 90 dakika oynayamasa bile en ideal yabancı futbolcudur Türkiye'ye gelen. Belki de her zaman 90 dakika oynayamaması bile Galatasaray kadrosu içerisinde çok önemli bir dişli olmasına sebeptir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder