16 Ocak 2010 Cumartesi

Basının 321 Gram Beyni Var mı?


Ayağınız hiç kırıldı mı? Ya da hiç kritik bir ameliyata girdiniz mi? İnsan hep korkar, ister istemez kötü senaryolar da geçer kafasından. İşinizi yaptığınız uzvunuzla ilgili ise bu operasyon birkaç kat daha korkarsınız.

Haftasonu iyi kahvaltı ederim, bugün de kendimce mükellef bir sofraya oturup bir yandan kahvaltımı yapıp bir yandan da her zaman olduğu gibi gazetelerimi spor sayfasından başlayarak okuyordum ki bir haber beni çok kızdırdı. Milan Baros Bayern Munchen'in ünlü doktoru (benim futbol dünyamda 80'lerden beri var bu adam) Wolfahrt'a olduğu muayene sonucu ayağında tarak kemiğine platin takılmasına karar veriyor. Gazete de haberi "Pes artık Baros" başlığıyla veriyor. Türk futbolcusu olsa oynarmış, yabancı oyuncu olunca kimse birşey diyemiyormuş vesaire vesaire...

Birkaç kişiden de görüş almışlar ama bu birkaç kişi tıp uzmanı değil. Olsa da Baros'u muayene etmediği sürece kim takar o da ayrı konu. Biri Galatasaray'ın unutulmaz solbeki Hakan diğeri İlker Yasin. Yorum bu operasyonun gereksiz olduğu yönünde. Bak, bak, bak...

Wolfahrt gerizekalı ya, Baros da korkağın teki...Bizim basınımız Athletico Madrid maçında oynayamayacak ve dönüşü gecikiyor diye vurmuş damgayı. İki de soru atmış gündeme pek zekice??? Birincisi platin tarak kemiğindeki üçüncü ve dördüncü kemiğe takılmış, peki kırık ikinci kemiğe darbe alırsa ne olacakmış? Wolfahrt'a gerizekalı dendiğini buradan çıkarıyorum.İkincisi de yazının içindeki konuyu pişirip tekrar gündeme koymuşlar, bir Türk futbolcusu bunu yapar mıymış? Bu soru da Baros'un korkak olduğu fikrini uyandırmak için soruluyor belli ki.

321 milyon dolarlık bir ligimiz var ama 321 gram beyni olan bir basınımız yok (Hepsi değil ama geneli). Bu yazıyı yazan ve yorumlarıyla katkıda bulunanlara önerim şu: Gitsinler ayak tarak kemiklerini kırıp tedavi olsunlar. Sonra da doktorları platin takma önerisinde bulunmasına rağmen gelsinler bir takım oluşturup halı sahada maç yapalım?

Söz ayak tarak kemiklerine dokunmayacağım.
Not: Aceto 1 saat önce aynı konuyu yazmış, yeni gördüm. Aklın yolu bir ne de olsa...

2 yorum:

  1. Yazınızın hepsine katılıyorum ama geneline katılmıyorum desem ne anlarsınız? Basında da işini düzgün yapmaya çalışan isimler elbette var, fakat eleştirinizi isim belirterek yapsanız bence mesaj gitmek istediği yere daha çabuk ulaşır.

    YanıtlaSil
  2. ben böyle manşet atan, böyle kışkırtıcı davranan herkesi hedef aldım, parantez içinde de hepsi değil dedim. isim vermekten çekindiğimden değil ama hedefimde kişilerden çok bu mentalite vardı. sadece basını değil türk futbolunun yönetim tarzını da çokça eleştiriyorum. burada teme afutbol ama benim eleştirel bakışımda türk insanı da var, türkiye'de trilyon dolarlarla oynayan ve kurumsal gözüken şirketlerde var. benim işini doğru dürüst yapmıyor dediğim insan başka biri için mükemmel yapıyor olabilir ki bu da öenmli değil, önemli olan mentalite. önemli olan işinizi ne niyetle yaptığınız ve yaptığınız işin ardından huzurlu bir uyku uyuyabilmeniz. bu açıdan konu aldığım haber bir örnektir, sabah beni zıvanadan çıkarmıştır. adamı afişe etmekten çok mentaliteyi afişe etmek daha önemli gibi geldi. Ha Hakan'ı ve İlker Yasin'i yazdım çünkü bu iki kişi Türk futbolunda daha çok etkisi olan isimler. yoksa o haberi yazan gazete Hürriyet bunu da herkes biliyor. ama haberin altındaki ismi yazdığım zaman spor servisindeki herkesin de adını yazmam gerekir. dolayısıyla haberi hürriyet yazdı demem yeterli olurdu ama haberi birçok kişi okumuştur bu platformları takip eden. zaman zaman ben de düşebilirim böyle hatalara ya da sen de ya da başkası da...basına sallamamın nedeni bunu bir gelenek haline getirmeleri. yarın benim oğlumunda gazetede bunları okuyacak olması. siirtteki köyünde çobanlık yapan adamın da bu yazıyı okuyor olması. neyse çok dolmuşum bu yazıya karşı...yapabileceğim en hafif eleştiriyi yapmaya çalıştım zaten yazarken de.
    yorumun için teşekkürler ve sevgiler...

    YanıtlaSil