
87 yılıydı o zaman Eskişehir'deyim ve ilkokula gidiyorum. Yani daha futboldan anlamadığımız ama hararetle her maçı izlediğimiz dönemler.
O yılın şimdiki adıyla Şampiyonlar Ligi o zaman ki adıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finali bugün benim yaşlarımda olan ve final maçını izleyen herkesin hafızalarında derin bir iz bırakmıştır. O yılın çeyrek finalinde hiç unutmam 2000'li yılların futbolunu oynuyor denilen Labanovski'nin Dinamo Kiev'i Beşiktaş ile karşılaşmış ve İnönü'de Belanovlu, Blochinli kadrosuyla şov yaparak 5-0 almıştı maçı.
Ancak yarı finalde Porto her iki maçta da 2000'li yılların futbolunu oynayan takımını geçip dikilivermişti Bayern Munchen karşısına. Herkesin favorisi Alma panzerleri ve başlarında bir başka efsane teknik adam Udo Lattek. Neyse aslında hikayenin gerisini biliyorsunuz.
Dün ve önceki gece Şampiyonlar Ligi maçları adeta Madjer'i anma gecesine dönüştü. Arshavin ile başlayan bu ustaya saygı kuşağı, Zurich'in Finli oyuncusu Tihinen ve Porto'nun bu yıl ki bombası Falcao saygı mertebesinin doruklarına ulaştı.
İşin garip bir cilvesi ustaya saygı kuşağının bir parçasında yine Porto'nun başrolü alıyor olmasıydı. Bundan tam 22 yıl önce atılan golün bir benzerini Falcao bu sefer İspanyolların filelerine gönderdi.
hikayenin gerisini bilmiyordum ama sayende meraktan çatlamamak için net nimetlerinden faydalanıp öğrenmiş oldum.
YanıtlaSilkeşke yazsaydım biraz ben de tembellik ettim galiba
YanıtlaSil