30 Ekim 2009 Cuma

Futbolda Dünden Bugüne



Hep şanslı bir kuşak olduğumu düşünürüm. 60'lık plaklardan şarkı dinlemişliğim yoktur ama kalem ile çokça kaset sarmışımdır, en çok da Barış Manço'nun sarı etiketli ve teybin mikrofonu ile bir yerlerden kaydedilmiş hafif cazırtılı kasedini.

İlk futbol maçını siyay beyaz ekranda izleme şerefine erişenlerdenim. Schaub Lorenz marka TV'lerde kanal ayarlamaya çalışıp Tv kutusuna iki şaplak indirilen günleri de görenlerdenim. Şimdi full Hd olmayınca burun kıvırıyoruz. Yarın IPTV'nin eli kulağında.

Siyah beyaz ekranda piero yokken çubuklu formayla karşısındaki parçalı futbolcuların arasından ofsayt olup olmadığını pek ayıramazdık. Sonra sanırım 2-2 biten ve topun çizgiyi geçip geçmediği uzunca bir süre tartışılan Ahmet Çakar'ın yönettiği Beşiktaş-Fenerbahçe maçının oynandığı yıllarda girdi piero hayatımıza, biz de top çizgiyi geçmiş mi öğrendik.

Bolca radyodan maç dinlemişliğimde vardır, İlker Yasin'in bozulmamış amatör ruhla anlattığı maçlar, Levent Özdilek'in şimdilerde çok güldüğümüz maç oynanırken TRT forsuyla sahanın içerisinde dalıp sakat futbolcularla röportaj yapışına canlı şahitlik ettiğimiz günler.

Dedim ya garip yıllarda sevdi futbolu bizim kuşak, şimdi ile dün arasında belki de o yüzden en iyi karşılaştırmayı yapabilecek deneyimlerimiz oldu.

Garip yıllardı, Maradona'nın plakları aldı götürdü beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder