Mourinho'nun 1999 yılında Fenerbahçe'nin kapısından döndüğünü hissettiren iki belge var. Birincisi Bayram Tutumlu'nun kendi web sitesinde yeralan basın görselinin altında yeralan açıklamaları.
Bu açıklamalarda Fenerbahçe'nin 1999 yılında Zeman ile anlaşmadan önce Bayram Tutumlu Mourinho ile İstanbul'a geldiğini hatta İstanbulspor ile Fenerbahçe'nin maçını birlikte izlediklerini belirtiyor. Yukarıdaki fotografın da o günden hatıra kaldığını tahmin ediyorum ki bu da Bayram Tutumlu'nun demecini belgeler nitelikte. Hatta Nihat Özdemir'in kaçan balık gerçekten büyükmüş sözlerine de sitesindeki basın görselinin altındaki metinde yer veriliyor. Aslına bakarsanız tam bir "elden kaçan Kaka" hikayesi. Yıllardır Gaziantepsor'un ve fenerbahçe'nin Kaka'yı nasıl ellerinden kaçırdıkları ya da o günkü maliyetinin fazla geldiği yazar durur.
Biz Mourinho hikayesine dönelim. Adanalı Mourinho eğer 1999-2000 sezonunda Fenerbahçe'nin başına gelmiş olsaydı bizim has Adanalı Fatih Terim ile yolları ilk kez orada çakışacaktı. olmadı sonrasında da Mourinho 2002'de Porto'nun başına geçerek Dünya'nın en iyi teknik adamları listesine giren yolda yürümeye başladı.
Türkiye'ye gelse bu başarı hikayesi gecikirdi mutlaka çünkü onu da yerdik tıpkı Löw gibi, Hiddink gibi... Tarihlere baktığımızda görüyoruz ki Fatih Terim İtalya'nın yolunu tuttuğu dönemle Mourinho'nun yükselişe geçtiği dönem birbirilerine çok yakın dönemler.
Mourinho'nun Chelsea sonrası İtalya'nın yolunu tutmasıyla Fatih Terim'in ikinci takım çalıştırma olayının gündeme gelmesi de öyle. Fatih Terim İtalya'da bir takıma gidebilir artık, zira Milli Takımı bıraktı. Ve daha önceki yıllarda İtalya'da yeniden bir takımı çalıştırmak istediğini de açıkça belirtmişti.
Muhtemelen yakın bir zamanda Fatih Terim bir takımla anlaşacak. Adanalı Morinho ile bir türlü kesişmeyen yolları Terim İngiltere'ye ya da İspanya'ya giderse yine ayrılacak. Ama Terim İtalya'da bir takımla anlaşırsa iki Adanalı'nın buluşması ile biz futbolseverlerin merakla beklediği karşılaşma gerçek olacak.
Serie A'nın en azından İtalya'da ve Türkiye'de marka değerini artıracak bu buluşmayı herkes arzu ediyor. Mourinho ile kapışacakları günü görmeyi herkes arzuluyor. Ne de olsa dinsizin hakkından imansız Adanalı'nın hakkından Adanalı gelir, öyle değil mi?
adanalı mourinho nedir arkadaş. iyi ki adanalı dedi buna birileri zamanında..
YanıtlaSilAdanalı diyen benim bildiğim aceto'dur. çok da güzel bir benzetmedir. ama ben İki Portre: Sayısız Benzerliği Bulun yazımda bu benzerliğe bundan bir yıl önce dikkat çekmiştim, hoş o zaman bu blog okunmuyordu ya... adanalıyı da aceto hakikaten cuk oturan çok güzel bir ifade kullandığı için kullanıyorum. ayrıca fotografı da blog dünyasında herkesten önce yine ben kullanmıştım. kimseden alıntı yapmamaya özen gösteriyorum.
YanıtlaSil