5 Ekim 2009 Pazartesi

Sivasspor The End


Sivasspor 40 yıllık Süper Lig'in en başarılı takımı. Aldığı yirmi şampiyonluğun yanısıra Avrupa Kupaları'nda ülkemizin yüzakı.

Aldığı üç Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve iki Süper Kupa ile hatırı sayılır Dünya Kulüpleri arasına yazdırdı ismini. Bugün Real Madrid, Barcelona, Manchester United gibi devlerle birlikte adı anılıyorsa en büyük sebebi istikrarlı kulüp yönetimi.

Doğal olarak bu sezona çok büyük hayal kırıklıklarıyla başlayan Sivasspor'un kan değişimine ihtiyacı vardı. Mazisinde bu kadar büyük başarılar yeralan bir kulübün lige bu kadar kötü bir başlangıç yapması kabul edilemezdi...

Eğer yukarıdaki gibi bir hikayeye sahip olsaydık anlaşılır olurdu Sivasspor ile Bülent Uygun'un yollarını ayırması. Halbuki gerçek hayatta böyle olmadı. Bugün Sivasspor'dan bahsediyorsak bunun arkasında Bülent Uygun isminin olduğunu yadsıyamayız. Son iki sezonda başa güreşen bir takım oluşturan Bülent Uygun bu sezona hayalkırıklıklarıyla başladı ama ligin sekizinci haftasında istifa edecek / ettirilecek konuma gelmeyi asla haketmedi.

Bülent Uygun'u sevmeyen çok, çünkü o da farkındadır ki haddini aşan açıklamalar yaptı. Mütevazi Bülent gitti, küstah bir Bülent geldi. Herşeye rağmen olması gereken bu değildi. Onun istifası belki bir güvenoyu arayışıydı ama arkasında güvenebileceği bçr yönetim bulamadı, hepsi iyi gün dostu çıktı.

Yarın Bülent Uygun olmayacak ama Sivasspor'da olmayacak. Bugün Bülent Uygun'un kaybettikleri yarın Sivasspor'un kaybedeceklerinin yanında devede kulak kalacaktır. Türkiye'deki kulüp yönetimi anlayışıyla biz daha çok Sivassporlar göreceğiz. Bir iki sezon lige heyecan katıp kaybolup gidecekler.

Kocaelispor'u hatırlayan var mı? Peki Göztepe'yi? Eskişehirspor tekrar Süper Lig'e dönebilmek için nerelere kadar inip tekrar çıkışa geçti biliyor musunuz? Malatyaspor vardı, Sarıyer mesela benim küçüklük yıllarımın takımıydı.

Bundan birkaç sene sonra Sivasspor vardı yazacağım. Sivaslılar alınmasın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder