16 Eylül 2009 Çarşamba

Kırmızı Şimşekler: Sevilla Zaferinin 39.Yılı

Yıllarca Eskişehir'de okumuş, babadan Eskişehirli, ikinci takımı Eskişehirspor olan biri olarak elimden geldiğince yazmaya çalıştım Kırmızı Şimşeklerin bugün 39. yılı dolan Sevilla zaferini. O günleri görmese de Eskişehirspor'u 1. ligde de, 3. ligde de o stadyumda desteklemiş biri olarak...



Çivili ayakkabıların ayaklara battığı, sahaların çamur deryası olduğu toprak zeminde futbol oynanan yıllardı. 1965 yılında kurulan Eskişehirspor’un kuruluşundan sonra fırtına gibi estiği dönemler.
1969’da Türkiye Kupası’nı Göztepe’ye kaybeden kırmızı şimşekler bir yıl sonra bu kez finalde Bursaspor’u yenerek uzanmıştı kupaya. Ligde ise Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ardından alınan ikincilikler, son haftalarda kaybedilen şampiyonluklar, ligin zirvesine adını yazdırma şerefine ilk ulaşacak Anadolu takımı olmasını engeller Eskişehirspor’un.


(o yıllardaki sahaların durumu, Eskişehirspor antremanı öncesinde saha oynamaya hazır hale getirilmeye çalışılıyor)

Kupayı kazanan ve ligde başarılı olan Eskişehirspor o günkü adıyla Fuar Şehirleri Kupası’nda mücadele etmeye de hak kazanmıştır. İlk maçı Endülüs’ün başkenti Sevilla’da Ramon Sanchez Pizjuan Stadı’nda oynayacaktır kırmızı şimşekler. Maçtan önce otele yerleşen futbolcular kendi aralarında vakit geçirmekte ve maç saatini beklemektedirler. Takımın başında kırmızı şimşeklerin yaratıcısı, efsanevi teknik adam Abdullah Gegic bulunmaktadır.
Gegic disiplini ile bilinen ve futbolcuları sahada belli sistem ile oynatan bir teknik adamdır. Fethi Heper’i yanına çağırır ve futbolculara dışarı çıkmaları için izin verdiğini söyler. Maç öncesinde hiç adeti olmadığı için Fethi Heper teknik adamın bu kararına şaşırır ancak arkadaşlarına durumu bildirir. O gün otel kapısına koşan futbolcuların dışarı çıkması ile içeri girmesi bir olur. 40 dereceyi geçen hava sıcaklığında kimse dışarı adımını atmak istemez.

Maça çıktıklarında da hava sıcaklığında pek bir değişiklik olmamıştır. Gegic futbolcularının ısınma hareketleri yapması yerine üzerilerindeki formaları çıkarmalarını ve sahaya uzanmalarını söyler. Havanın sıcaklığı oyuncuların adelelerinin ısınmasına yetmiştir. Mükemmel bir maç çıkarır Eskişehirspor Sevilla karşısında ancak 60. dakikada Santos’un attığı gole engel olamazlar. Maçtan sonra Sevilla’nın Avusturyalı teknik adamı Max Merkel Eskişehirspor’un iyi bir takım olduğunun hakkını verecektir.

Maçı kaybeden Eskişehirspor ertesi gün takım olarak Madrid’e geçer ve Santiago Bernabeu’yu da ziyaret eder. Gegic sahayı dolaşırken Fethi Heper’e bir önceki gün Sevilla karşısında %100’lük pozisyonda kaçırdığı golü hatırlatırcasına “Fethiciğim bu sahada top kendiliğinden gol olur değil mi" der. Bir gün önce Fethi’nin ayağından Ramon Sanchez’de filelerle buluşmayan top kendini Eskişehir Atatürk Stadyumu’na saklamıştır.

Rövanş günü gelir çatar. Önce Sevilla için kalabilecekleri düzgün bir otel ayarlanamaz.TSK'dan özel izinle Eskişehir Orduevine yerleştirilir Sevilla kafilesi.
İşte böyle bir dönemde bugünden tam 39 yıl once 16 Eylül 1970 tarihinde rövanş maçına çıkar iki takım. Kadrolar şöyledir:

Tarih: 16 Eylül 1970
Yer: Eskişehir
Hakemler: Gerhart Kunze, Manfred Haenemenn, Hans Uhiling
Eskişehirspor:
Mümin, İlhan, Abdurrahman, Kamuran, İsmail, Süreyya, Doğan, Burhan, Nihat, Fethi, Vahap, Ender
Sevilla:
Rodri, Toni, Antony, Hita, Costas, Tonanes, Lona, Blanguita, Acosta, Eloy, Berruezo


Eskişehirspor her yönüyle hazırdır maça da formalar hazır değildir çünkü formalara ay yıldız işlenmesi unutulmuştur. Ancak dönemin yönetici eşleri yetişir ve kendi elleriyle işledikleri ay yıldızlı Eskişehirspor formalarını yetiştirirler maça.

Yıllarca Eskişehirspor'a başkanlık yapacak Aydın Begiter o dönemlerde genç bir yöneticidir. Aydın Begiter'in ve amigo Orhan'ın çabalarıyla stadyumdaki şov için dönemin kalipso kralı Metin Ersoy bile getirilmiştir. Maç öncesinde boğa kıyafeti giymiş iki kişiyle matadorun orta saha çizgisinde yaptıkları şov hareketlendirir tribünleri. Matador galip gelmiştir ve stadtaki seyirciler Eskişehirspor’dan da galibiyet beklemektedir.

Amigo Orhan seyirciyi iyice havaya sokar, “Es es es ki ki ki eski eski es” ( bu tezahürat kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf tezahüratının Eskişehirspor'a uyarlanmış versiyonudur) tezahüratları hem Sevillalı futbolcuları hem de maçın Alman hakemini şaşırtmıştır ve bu tezahüratlar arasında maç başlar. Eskişehirspor sağlı sollu ataklarla yüklenmektedir ilk yarı boyunca Sevilla kalesine ancak rakibin sert futbolu ve çok iyi kapanması sonucu gole ulaşamaz 45 dakika boyunca.

İkinci yarıda da rakibi sıkıştıran Es Es’in golü bir türlü gelmek bilmez. Dakikalar 79’u gösterdiğinde artık tribünler de yavaş yavaş boşalmaya başlamıştır. O dakikada Acosta bir kontra topta golü bulur ve tüm ümitler suya düşer (Bazı kaynaklar golün dakikasını 77 ve 66 olarak vermektedir). Sevilla’nın attığı golden sonra Fethi büyük bir hırla topu alır ve santraya gider. Ancak santradan once Gegic’e giderek kendisini çıkarmasını artık bu maçın bittiğini söylemiştir. Belki de Gegic onu oyunda tutması daha da hırslandırır Fethi Heper’i.

Santradan sonra oyuna Halil dahil olmuştur. Halil'in oyuna girişi ile birlikte vurduğu şutu Sevilla kalecisi Rodri zorlukla çıkartır. Bu pozisyon golün habercisidir aslında.



81. dakikada Sevilla ceza sahasında bir karambol olur ve o topa kafayı vuran Fethi Heper takımına beraberliği getiren golü atar. Sevilla’nın golünden sonra bir puro yakan ve artık bu işin bittiğini düşünen İspanyol kulübünün başkanı için çok endişe verici bir durum değildir aslında beraberlik golü çünkü maçın bitimine 9 dakika kalmıştır ve Eskişehirspor’un hala yemeden atacağı iki gole ihtiyacı vardır.

Dakikalar 87’yi gösterdiğinde bu sefer 25 metreden vurur kaptan. Top yine ağlardadır ve Eskişehirspor 2-1’e getirmiştir maçı. Tribünler boşalırken gidenlerin bir kısmı gol sesiyle birlikte geri dönmüşlerdir. Dakikalar 90’ı gösterdiğinde İlhan’ın sağdan getirdiği topu ortalamasıyla Fethi’nin kendi deyimiyle bir kartal gibi yükselip kafayı çakması bir olur. Eskişehirspor 3-1 öne geçer ve bu turun kazanıldığı anlamına gelmektedir.



Eskişehirspor tarihinin en büyük uluslararası başarısına imza atılmıştır o gün. Şehirdeki bayram havası futbolcular için ancak o gün geçerli olacaktır. Maçtan sonra yapılan ilk antrenmanda teknik direktör Abdullah Gegic futbolcuları toplar ve herkes övgü dolu sözler beklerken o bütün ciddiyetiyle Fethi Heper’i azarlar. Bütün futbolcular şaşkındır. 3 gol atıp takıma turu getiren kaptanı Gegiç azarlamaktadır.

Kazanılan başarıya rağmen Fethi Heper’in oyun düzeninin dışına çıktığını söyler Gegiç. Belki haklıdır ama sistemin dışına çıkarak da olsa kazanılmıştır bu başarı. Ama aynı zamanda bu olay bile Gegic’in günlük bir başarıdan çok sisteme ve istikrara ne kadar inandığını gösterir. Bu yüzden çok önemli bir futbol adamıdır Gegic. Eskişehirspor bir daha o parlak dönemi yakalayamamış zaman zaman asansör takım olmuştur ligde. Ama o Eskişehirspor ilk Anadolu efsanesidir. Rakip takımın taraftarlarınca da güzel futbolu nedeniyle alkışlanmış bir takımdır.
Not: Birçok farklı kaynakta birbirini tutmayan bilgiler de vardı. Ben bu bilgileri mümkün olduğunca gerçeğe uygun şekliyle vermeye çalıştım. Hatalarım olduysa affola...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder