Spor Bakanımız Faruk Özak son patlayan bahis şikesi skandalı ile ilgili olarak yapılanların cezasız kalmayacağını açıkladı. Suçlu bulunanlar için de 5 ila 12 yıl arası hapis istenilmesi gündemde. Bu yazı bahis şikesini örtme ya da suçluları aklama yazısı değil, başka yorumlara yol açmamak için baştan belirteyim. Ama anlayana ne kadar balık hafızalı olduğumuzun ve bu ülkede adaletin bireyden bireye nasıl farklı dağıtıldığının anlatımı.
Son skandalda isimleri geçenler arasında Fatih Akyel Ali Rıza Gültekin, Recep Öztürk ve Tepecikspor Başkanı Temel Eyüboğlu tutuklandı. Henüz suçlu bulunmadılar ve doğal olarak bir ceza da almadılar. Dolayısıyla kanunlar önünde halen suçsuzlar.
Yıl 2005, aylardan Nisan... Akçaabat Sebat - Kayseri maçında ortaya atılan bahis şikesi skandalı ile çalkalanıyor memleket.Olayları uzun uzun anlatmayacağım. Gökdeniz de işin içine giriyor ve hatta iş kurşunlanmaya kadar gidiyor. Bu çalkantılar sonunda ne mi oluyor? Profesyonel Disiplin kurulu, ‘bahis skandalı’ olarak kabul edilen olay sonrası, Gökdeniz Karadeniz’e 10 ay ve 60 bin YTL, Ogün Temizkanoğlu, Bayram Toysal, Metin Aktaş’a 12'şer, Ali Şen Kandil 8 ay men cezası veriyor.
Yapılan itirazlar sonucunda, Gökdeniz’in cezası 6 aya, Alişen Kandil, Metin Aktaş ve Bayram Toysal’ın cezaları da 5 aya indirilirken Ogün Temizkanoğlu’nun ve 12’şer ay men ve para cezaları alan Trabzonspor Kulübü malzemecisi Özkan Saraç ile Akçaabat Sebatspor Kulübü Doktoru İlhan Günaydın’ın cezaları ise kaldırılıyor.
Bugün koparılan yaygaranın nedeni UEFA'nın bu işin üzerine gidiyor olması ve TFF'ye gönderilen dosyalar. O gün herşeyin üstünün örtülüyor olmasının nedeni ne peki?
Mesela Gökdeniz Karadeniz'i, eğer suçluysa Fatih Akyel'den ayıran nedir? O dönem bugün Spor Bakanı olan Faruk Özak yine hükümette görevli bir milletvekili hatta bakan değil miydi? Peki o gün neden aynı açıklamaları yapmadı?
O Gökdeniz Karadeniz bugün Faruk Özak ile Trabzonspor camiasında yapılan her türlü etkinlikte görüşüyor mu görüşmüyor mu? Peki o dönem patlayan bahis skandalından sonra Gökdeniz Rubin Kazan'a transfer olurken Faruk Özak "Gökdeniz, altyapıdan yetiştirdiğimiz bir oyuncumuz. Gökdeniz, Trabzonspor’a çok şey verdi. Giderken de kulübüne çok büyük bir ekonomik değer katarak gitti. Gökdeniz’e Trabzonlu ve Trabzonsporlu bir ağabeyi olarak teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum” dedi mi demedi mi?
70 milyon insanız bu ülkede ama 70 kişinin aklına gelmez bu olaylar? Balık hafızası ile yaşamak genlerimizde var. Gökdeniz Karadeniz Barcelona'ya gol attıysa, Fatih Akyel de Roberto Carlos'u silmişti sahadan iki de asist yaparak. Adamın UEFA Kupası da var Süper Kupası da. Başarıysa suçlu bulunmama, aklanma, omuzlarda gezdirilme kıstası, bu kıstasın babası Fatih Akyel'de var.
Başarı değil tabi kıstas da kıstas ne o zaman. Fatih Akyel tukaka da neden Gökdeniz Karadeniz bizim evladımız, baştacımız? Yok ya...
Son skandal ile ilgili kim ne ceza hakediyorsa sonuna kadar alsın. Ama kimse insanları salak yerine koymasın. Kimse de elini kolunu sallayarak yüzü bile kızarmadan yaptıklarının üstü örtüldüğü halde bu sokakta dolaşmasın.
Gökdeniz'in yaptığının da elbette tutulur tarafı yoktu. Ama Gökdeniz'in suçlu bulunduğu eylem yasa dışı bahis oynamaktı. Fatih Akyel'in de içinde bulunduğu soruşturma da ise yasa dışı bahis'in yanı sıra bu bahisler ile bağlantılı şike iddiaları var. Yani Gökdeniz yasa dışı bahis oynadı ama şikeye karışmadı. Fatih Akyel ise oynadığı maçlarda şike yapmakla suçlanıyor. İki eylem de suç fakat şike yapmak biraz daha ağır yasa dışı bahis'e göre.
YanıtlaSilGökdeniz'in suçu daha hafif kabul ediyorum ama bir tarafta 5-12 yıl hapis yatmaktan bahsediyorlar, diğer tarafta sen git biraz oynama sonra gel başımızın tacı ol diyorlar. Eğer konu ahlaksızlıksa bence çok farklı değil. Üstüne üstlük aynı insanlar birini tüm bu yaptıklarından sonra o bizim evladımız diyorlarsa bu da anlaşılır değil.
YanıtlaSil5 yılların 12 yılların zikredilmesinin sebebi şike yapıyor olmak da değil: Çetecilik. İşin üzerine giden federasyon da değil organize suçlar bölümü. Yani Fatih Akyel yediği naneyi "eğer suçlu ise" Avrupa çapında bir organizasyon dahilinde yemiş bulunmakta. Gökdeniz'in eylemi ise münferit bir olay olarak değerlendirildi.
YanıtlaSilAyrıca kendi takımının kazanacağına dair bahis oynamakla maçların sonuçlarını belirli sonuçları elde etmek için manipüle etmek arasındaki fark öyle az buz da değil.
İlk eylemde yaptığın şey sporculuk ahlakına aykırı, tamam. Ancak ikinci eylemde yaptığın şey yalancılık, hırsızlık ve dolandırıcılık oluyor. Dahası hem bulunduğun kurumun güvenilirliğini hem de bahis oynayan insanların adalet duygusunu zedeliyorsun.
Gökdeniz işi kendi takımının kaybetmesi için maç satmaya götürseydi. 15. dakikada gol yemeleri için bahis oynayıp sonra 14. dakikada penaltı yaptırsaydı. Durumları kıyaslayabilirdik. Ama dediğim gibi, iki durum eylemlerin doğası gereği farklı.
Valla Gökdeniz benim için tu kaka ama Temur'un da dediği gibi ortada çok farklı iki suç var.
YanıtlaSilFatih Akyel için şikenin yanı sıra çete üyeliğinden de bahsediliyor. Önce davaların sonuçlanması lazım.
gökdeniz bu bahisi sonucu manipüle edilen ve bu manüpilasyonun uluslararası bağlantısı olan bir maçta oynamadı mı? Sonucu manipüle etmedi ama bildiği, duyduğu bir suçu ihbar etmediği gibi üzerinden çıkar sağlamaya çalıştı. son bahis skandalındaki suçlamalara göre daha hafif ama özünde aynı davranış biçimi. Cezası da daha hafif olmalı ama aldığı cezadan dolayı benim vicdanım rahat değil. üstüne bazılarının baştacı etmesinden dolayı hiç rahat değil. kimse yaptığı hatanın cezasını ömür boyu çekmeli de demiyorum ama bir de vicdan olayı var. Gökdeniz ve o olaya karşına herkes kamu vicdanını rahatlatacak bir ceza çekmeliydi. Demek istediğim sadece bu. o zaman evladımız diyenler şimdi ahkam kesmemeli bir de bunu söylemek istiyorum
YanıtlaSilGökdeniz' den ve Trabzon' dan yana kuyruk acısı geçmeyenler her gördükleri bahis, şike muhabbetinde kör değneğini bellercesine bu martavalları tekrar tekrar yazacak ondan sonra da komik bir şekilde hafızalarıyla övünmeye devam edecekler anlaşılan..
YanıtlaSilBirinde adam öldürme, diğerinde yaralama var. Hangi zeka pıtırcığıyla iki olayı biribirine denk getirip aynı cezaları almaları gerektiği fikrine vardın, hayret ki ne hayret..
Gökdeniz ve Trabzon ile ilgili bir kuruk acım yok, Gökdeniz'i tanımam, Trabzonlu arkadaşlarım var ama hiçbiriyle bir kavgam yok. ikisi aynı cezayı almalıydı demiyor yazı. bir daha okuman lazım. fatih akyel tukaka, gökdeniz baştacının asıl mesajı gökdenizin benim ve birçok kişinin vicdanında yeterli cezaya çarptırılmadığı. Trabzon ile ilgili bir kuyruk acım var diyelim. Peki neden Trabzon spor forması giyen ve ekmepğini yiyen ve o kulübe hizmet eden başka birini aynı ateşle savunmuyor Trabzon camiası? Ya da şöyle diyelim: Trabzon'un ileri gelenleri nasıl Gökdeniz bizim evladımız derken benzer bir suç (adam yaralama ile öldürme arasında ince bir çizgi vardır ama cezaları farklıdır bunu zaten kabul ediyorum) için suçlular cezasını çekecek diye erdem gösterisi yapıyor? Aynı erdemi Gökdeniz olayında niye göstermiyor ve suçlular cezasını çekecek diye ortaya çıkmıyor? Ve Great White niye bu olayı Trabzon'a malediyorsun? Benim yazımda Trabzon'a bir sallama yok.
YanıtlaSilBir de bu tartışmayı kişiselleştirme bence Great White ego tatmini veya zeka pıtırcığı yarışması yapmıyorum burada. Ne sen beni ne deben seni zerre tanımıyoruz. Tanılmak istersin ayrı o zaman buyur gel bir yemek yiyelim birbirimizi tanıyalım. Ama yazıyı ve fikri eleştirmek ayrı konu olayı kişisel boyuta indirgemek ayrı. Her Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspora ya da o camiada forma giymiş birilerine çakışımda kuyruk acım olması gerekir senin söylediklerinden yola çıkarak.Olmadı aynı şey senin blogunda yazdığın olumsuz eleştiriler için de geçerli olurdu. Ama ikimizde biliyoruz ki yazıları bu motivasyonla yazmıyoruz ya da yazmıyoruzdur.
YanıtlaSilFarze edelim ki Gökdeniz birileri tarafından baştacı ediliyor. Bu durumda suç Gökdeniz' in mi? Adam sonuçta kimileri tarafından az bulunsa da cezasını çekmedi mi? Her şike ya da bahis olayında Gökdeniz ve Trabzonspor isimlerinin adeta sekiz sütuna manşet bir yerlerde ısıtılıp ısıtılıp gözümüze sokulması mı gelmesi gerekir? Biz bu lekeyi camia olarak ömrümüzün sonuna dek yaşamak zorunda mıyız?
YanıtlaSilBirileri şike ve bahis suçlamasıyla göz altına alınmış. Ama senin yazının içeriğinde 3 ana unsur var. Trabzonlu Özak, Trabzonlu Gökdeniz ve Trabzonspor..
Oysa şu tutuklamaların arkasında başka dümenlerin dönüyor olabildiğine, TFF' deki Levent Kızıl faktörüne, bu hafta sonu Bursa karşısında çıkacak İBB' ye yönelik soruşturmaya, bu olayların tam da bu haftaya denk gelmesine değinmeyip mevzuuyu seneler öncesinde kalmış Gökdeniz olayına bağlaman sence de dışarıdan bakınca biraz zorlama ve hamasi gözükmüyor mu?
Blogunda ne yazacağına karar verecek değiliz de hiç değilse biraz olsun hassasiyet beklemek hakkımız değil mi? Ayrıca yazına verdiğim bu tepki sadece şu yazıyla da sınırlı değil. Madem mevzuu açıldı söyleyeyim..
Aylar öncesinde bir yazı okumuştum burada. Trabzon' a gittiğin bir günde orada yaşadıklarını anlatırken şu an tam olarak hatırlayamadığım bazı anekdotlar kullandığın yöre halkını alabildiğine hakir gören bir içeriğe sahipti o yazı. O zamanlar bu yazıyı talihsiz bir ironi olarak görmüş tepki vermemiştim ama bu yazı da üzerine gelince tepki gösterdim haliyle..
Sonuçta tabii ki biribirimizi tanımıyoruz fakat sen de takdir edersin ki düşüncelerimizi ve zihniyetimizi yazıya dökmekte pek de sorun yaşamayan insanlarız. Ben de doğal olarak senin yazılarından bu anlamı çıkardım. Yanılıyor olmam en çok beni mutlu eder..
Ayrıca bu mevzuu ile ilgili isyanımı kaleme aldığım bir yazım da mevcut. Sağa sola link bırakmak asla huyum değildir ama konu ile direkt ilintili olduğu için mazur görüver artık..
http://www.cezasahasi.net/2009/12/kazm-vvakas-ve-toroglu-nun-trabzon.html
Selametle..
Yazdığım bu yazıda Trabzonspor'a dil uzatılmıyor ama Trabzonlu Özak ve Gökdeniz geçiyor. Sonuçta yazının kahramanları onlar. Özak ne iyi etti de Gökdeniz hakkında böyle güzel sözler söyledi zaten Gökdeniz de çok yıprtıldı yazardım bu da bir görüş olurdu. Daha önce yazdığım Trabzon hikayesi bir Karadeniz fıkrası gibiydi ama Trabzon'da yaşadığım karşılaştığım garip ve komik olayları yazmıştım. Ama ben bu blogda Şenol Güneş2i de yazdım takdirle. Şehirde yaşadıklarımsa hayal ürünü değil ama hiçbir şehrin insanını hakir görmek de değil. İstanbul yaşanmaz hale geldi, hırsızlık uğursuzluk yürüdü gitti deyince tüm İstanbul halkı hırsız mı oluyor anlayamadım. Ki Trabzon yazısında o şehir insanının komiklikleri var, alevlenmesi var. Evet Trabzon en çok teknik direktör kıyımının yaşandığı şehir belki de. Çünkü herkes herkesten fazla teknik direktör. Ama bu da bir eleştiri, hakir görme değil. Kimse Demirörene, Azize, Adanana salladığımda bana acımın geçmediğini söylemedi. Mesela ben Galatasaraylı olsam bu durumda kardeşim ne diye ısıtıp ısıtıp Cemal NAlga olayını gündeme getiriyorsun mu demeliyim? Düzenbazlığın dini, ırkı, forması, kaşkolu, takımı yok. Yapana yapışır. Ama gidip ne Trabzonspor halkına ne de Trabzon'a yapıştırdım. Bence bu konuda fazla hassasiyet gösteriyorsun. Ve bu hassasiyetten dolayı yazıda yeralan konunun özünden uzaklaşıyoruz.
YanıtlaSilHala ve hala uzata uzata diyorum ki temelde Gökdeniz'in yaptığının ahlaksızlık boyutunda hiçbir farkı yoktur ve 5-12 yıl hapis vermezsiniz de el insaf adam gibi bir ceza verirsiniz. Söylediğimin hepsi bu. Fatih Akyel'i zerre sevmem, kendi kişisel görüşüm beş para etmez bir adam olduğu. Ama kalkıp ona beş para etmez adamsın diyemem, oturup onu ve nedenlerini dinlemem gerekir. Ama en adi suçlu bile olsa benim içimden nedir bu çifte standart suçun büyüklüğü farklı ama ahlaksızlık aynı ahlaksızlık. Birinde evimi soyuyorlar (son olay) diğerinde evimi soyanları bilen adam gidip benim eşyalarımdan satın alıyor (Gökdeniz olayı).