5 Mayıs 2009 Salı

Arsenal'in Makus Şampiyonlar Ligi Tarihi


(Fotograf Ronaldo'nu n golü sonrasında çekilmiştir)

Independent gazetesinde bugün Manchester United ile Arsenal arasındaki acı rekabetin iç yüzünü anlatan bir yazı yeralıyordu. 1987 yılının Nisan ayında oynanan FA Cup maçında tohumları atılan ve zaman içerisinde birçok saha içi ve saha dışı tartışmaya ilk belirgin örneğini veren bu maçın ardından Arsene Wenger'in 1996'da Arsenal'in başına geçmesiyle iyice şekillenmeye başlıyor aradaki rekabet.

O gün Arsenal'in yabancı sayısı ve altyapısından yetişen futbolcu olmaması üzerine gelişen bir tartışma bugün günümüzde hiçbir şey ifade etmiyor muhtemelen iki teknik adam için de sahadaki kadrolarına bakıldığında. Hatta Wenger'in Ferguson'un eleştirilerine karşı imalı bir şekilde bu utancı kendi üzerine aldığını beyan eden açıklaması günümüzde aslında bu gururu kendi üzerine alması gerektiğini gösteriyor ki bugün futbolun NBA'si konumuna gelen Premier Lig'in üç takımını ŞL'nin yarı finalinde izleyebiliyoruz. İşin garip tarafı bugün birbirilerine çok saygı duyduklarını belirten iki adamın tarihsel sürece baktığımızda Morinho'dan hiç de az olmayan kışkırtıcı ifadeler kullamış olmaları birbirilerine.

Gelmek istediğim nokta içinde saha içi kavgaları da barındıran bu rekabetin genelde mağlup tarafının Arsenal olması. Maç skorları ya da saha dışı demeçler anlamında değil de kazanılan başarılar gözönüne alındığında demek istiyorum. Hep daha spektaküler bir takım olduğunu ve futbolun şiirsel güzelliklerini fazlasıyla taşıdığını düşünsem de Manchester United'ın Premier Lig ve Avrupa Kupaları düzeyinde müzesini kupalarla doldurmasının karşısında Arsenal'in kazandığı Premier Lig dışında -ki o da Manchester United'ınkilerin yanında biraz mütevazi bir sayıda kalıyor- başarıların bir ŞL finalinden öteye gidememiş olması taraftarı olmam nedeniyle beni üzüyor.

Salı gecesi için bu sefer şeytanın bacağını kırabilir mi Arsenal diye yola çıkarken onbir dakikada Park ve Ronaldo ile Manchester United'ın işi bitirmesi de bu tarihsel sürecin doğal akışı gibiydi. Bir ŞL hayalini daha başka bir bahara ertelemek zorunda kaldı Wenger.

2-0 Arsenal'in maçı 4-2 alma zorunluluğunu getiriyordu ki olması neredeyse imkansız gibiydi. Olmadı da... Bu sefer Arsenal'den de çok Wenger adına üzüldüm aslında. Gençliğini verdi Arsenal'e, başarılı oldu da aslında. Ama o çok hakettiği ŞL kupasının yine uzağında kaldı malesef.

Bu durum biraz da yaşarken Oscar kazanamayan ama öldükten sonra kendisine onur ödülü verilen yıldız sinema sanatçılarının ki gibi. Galiba bu gidişle hiç alamayacak Wenger kupayı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder