Bulgaristan Milli Takımı'nın orta sahasının maestrosuydu Iordan Letchkov. Yankov, Balakov, Kostadinov ve Stoickov ile birlikte Bulgaristan Milli Takımı'nın altın jenerasyonuydular. 1994 Dünya Kupası'nda müthiş işlere imza atarak yarı finale kadar yükseldiler.
Hele ki Almanya'yı çeyrek finalde yıktıkları bir maç vardı ki maçın son on-on beş dakikası oynanıyordu. Alman Milli Takımı Lothar Matheus'un golüyle 1-0 önde iken birkaç dakikada bitiriverdiler panzerlerin işini. Önce Stoickov ardından şöbiyetinin (sonradan açıklayacağım şöbiyeti) sol üst tarafıyla vurduğu kafa ile Letchkov New Jersey Giants Stadyumu'nun skor tabelasına değişmemek üzere 2-1 yazdırdı. 72.000 kişinin arasında az sayıda Bulgaristan taraftarı için unutulmaz dakikalardı kalan o on-on beş dakika. Sadece bir an daha vardır bu kadar adrenalinin yükseldiği o da yine 94 Dünya Kupası'nın eleme grubunda Fransa'yı Parc De Princess uzatma dakikalarında ilk golü de atan Kostadinov'un vuruşuyla 2-1 ile geçip ve Fransızları kupaya gitmekten ettikleri maç. 94'te bu gol yüzünden Ginola'yı ve Cantona'yı izleyemedik ama Bulgarların efsanevi kadrosunun yıldızlaşmasına tanık olduk.
Ülkesi CSKA Sofia forması ile yıldızı parlayıp, yıllarca Hamburg (Ümit aktan'ın anlatımıyla Almanya'nın Hamburger takımı) ve Marsilya formalarını giydikten sonra belki en popüler olduğu dönemde değil ama önemli bir futbolcu olarak düştü yolu Boğaz'ın Avrupa yakasına. 97-98 sezonunda giydi Beşiktaş formasını. Seksen beş sonrası kuşak için çok da futbolla içli dışlı değilse birşey ifade etmiyor aslında. Çünkü onlar 94 Kupası'nı hayal meyal hatırlarlar. Zaten Beşiktaş'ta da bir görünüp kaçıverdi Bulgar Letchkov daha sezonu bitirmeden. Oysa o takımda Alpay, Şifo Mehmet, Tayfur, Oktay, vatandaşı Yankov, Amokachi, Mrmiç gibi adamlar vardır ve bu takım sezonu ancak altıncı tamamlayabildi. Beşiktaş'a Kara Kartal'ın Hagi'si olarak gelen Letchkov daha sonra sezon içerisinde takımın terketmenin bedelini Milli Takım'da 98'de oynayamayarak çekti. Bir daha da Milli Takım'da yer bulamadı zaten. Futbolu bırakacağım diyerek ayrıldığı Beşiktaş'tan bir iki sezon sonra kendisini tekrar CSKA Sofia formasıyla yeşil sahalara attı futbolunun sonbaharında.
Onu görüp de unutmak pek mümkün değildir. Futbolunu bilmeseniz de şöbiyet desenli keli gelir hemen gözünüzün önüne. Beşiktaş yıllarından idmana gecikmesi ve aldığı cezalar gelir bir de. Beşiktaş formasıyla ligimizde pek bir iz bırakamamıştır kabul ediyoruz ama ülkesi Bulgaristan için bir Milli kahraman, %51 oyla seçilmiş bir belediye başkanı ve aynı zamanda Futbol Federasyonunun başında görev almış bir spor adamıdır Letchkov.
Yaşadığı, futbola adım attığı şehirde belediye başkanlığı seçimlerine neden katıldığını bakın şu sözlerle açıklar: ''Sliven kentine çok şeyler yapabileceğime inanıyorum. Başarılı bir politikacı olacağım ve bu konuda kendime çok güveniyorum. Politikaya sansasyon yaratmak için girmedim, benim amacım bilgimi ve tecrübemi politika çerçevesi içinde vatandaşlarla paylaşmaktır''.
Kaçan balık büyük olurmuş, işte Letchkov Türk futbolu ve Beşiktaş için öyle bir balıktı. Türkiye'de bir türlü istediğini bulamadı, eski günlerini de bulamadı bir daha. Kimse 94 Dünya Kupası'ndaki performansı beklemiyordu ama cv'si, kariyeri herşeyiyle Beşiktaş'ın Hagi'si olma potansiyeline sahipti. Olmadı. Beşiktaş'a geldiğinde idman eksiği vardı ama John Benjamin Toschak'ın en büyük kozuydu. O yılların kasetten izlenip alınımış futbolcusu değildi adıyla sanıyla geldi Beşiktaş'a.
1967 doğumlu evli ve iki çocuk babası Letchkov'un iki gün sonra 9 Temmuz doğum günü. Bildiğim kadarıyla hala Sliven'in beldiye başkanı. Sliven ülkede doğum oranının en çok olduğu ve nüfusun önemli bir bölümünün de çingenelerden oluştuğu bir bölge. Bulgaristan futbolunun çökmesine, ekonomik durumun getirdiği yüke ve geçim derdine rağmen Slivenlilerin hayali belki de ülkenin Milli Kahramanına özenip yeni Letchkovlar dünyaya getirmek.
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder