Avustralya karşısında öyle bir Alman Panzerleri vardı ki, belki de son on yıldır hiç görmediğimiz kadar güçlü bir şekilde rakibe sahayı dar ettiler. Dünkü maç bana Dünya Kupaları'nda 1990'da Almanya'nın şampiyon olduğu sene Matthaus'lu kadrosuyla Yugoslavya'yı dört golle geçişini hatırlattı.
Avustralya hiç de fena oynamadı, ya da oynamaya çalıştı aslında. Ama turnuvanın başından beri en etkileyici performansa imza atan Almanya'nın önünde tutunamadılar. Hiç kuşku yok ki turnuvanın en parıltılı performansını da Mesut Özil ile izledik. Koskoca Almanya'nın orkestra şefliğine bu Türk çocuğu soyundu. Tabi Podolski ve ve Klose geçen Dünya Kupası'nda kaldıkları yerden devam ettiler. Bild de en çok Müller ile birlikte Özil'e methiler düzmüş bugünkü manşetlerinde.
Khedira, Özil, Podolski, Klose ve sonradan oyuna girn Cacau...Hiç de alışık olmadığımız bir Alman takımı var karşımızda. Alman disiplini ile yetişmiş ancak farklı teknik altyapıları Alman ekolüne entegre etmiş bir ekoller kokteyli. Almanların tek zayıf noktası defansın göbeğinin hala çok ağır olması ama onlarda fizikleriyle büyük ölçüde bu açığı kapatıyorlar.
Avustralya herşeye rağmen izlediğim Gana karşısında etkili olup ikinci tura adını yazdırabilecek bir takım. Cahill'in olmaması büyük handikap gibi görünse de Gana'dan daha iyi bir takım olduklarını düşünüyorum. Ancak şimdi işleri çok daha zor çünkü olası puan eşitliklerinde çok kötü bir averaja sahipler. Bir de tabi Sırbistan için de kalan iki maç hayatta kalma mücadelesine dönüştü.
Bu sonuçlarla D Grubu için işlerin çok karıştığını ve kalan maçlarda çok sıkı bir mücadele izleyeceğimizi söyleyebiliriz. Almanya turnuvanın doğal favorilerindendi. Şimdi herkes en az final bekler hale geldi. Yarıfinaldeki muhtemel bir İspanya eşleşmesinden de bu performans ile finale çıkacak takım Almanya'dır.
Bir turnuvada kötü Almanya yarı final oynar, standart finale çıkar, iyi Almanya şampiyon olur... Sanırım iyi Almanya'yı göreceğiz bu sefer.
YanıtlaSilBu arada Müller'i saymayı unutmuşsun bence, müthiş oynadı.