Şimdi herkesin aklında o meşhur Almanya - Avusturya maçı var. Çünkü Fransa'nın kaderi Merksika ve Uruguay'ın elinde. Eğer Meksika ile Uruguay berabere kalırlarsa Fransa ne yaparsa yapsın çıkamıyor gruptan. Peki Orta ve Güney Amerikalılar bu fırsatı nasıl kullanacaklar dersiniz?
Dünya Kupaları'nda bir Avrupa ekolü ancak bu kadar düşebilirdi bir başka kıtanın iki takımının eline. Fransa mı düştü Domenech mi düşürdü çokça tartışılır zaten. Ama bazı gerçekler vardı ki onların altını çizmek gerekir.
Öncelikle şu Ribery olayı. Cristiano Ronaldo'dan daha fazla sevmediğim bir adam varsa açık ara Ribery'dir. Ama bunu bir kenara bırakırsak bana göre Ribery son yılların en "overrated" adamlarının başında gelir. Fransa'nın Ribery'e bel bağlaması da ciddi bir handikaptır çünkü Ribery "oynatan" değil zaman zaman "oynatılan" futbolcu olmuştur hep. Orta sahada bunca organizasyon sorununa rağmen elindeki tek Zidane çakmasını yani Gourcuff'u oyuna sürmeden başlamak da kimin hatasıdır adresi belli.
Yine Anelka'yı rakip forvetin arasında kıvrandıran zihniyette bellidir. Anelka ne oynar? Drogba'nın arkasında gezinen ikinci forvettir. Hiç olmazsa Gourcuff'u oynatmadığın oyunda Anelka'yı biraz daha oyunu yönlendirebilmesi adına forvet arkası oynatabilirdi Domenech.
Meksika iyi bir takım olduğunu gösterdi. Dos Santos'un yanısıra sonradan Vela'nın yerine oyuna giren ve kanattan Fransız defansını delen Barrera da çok başarılıydı. Salcido oyunu çok iyi açan ve yönlendiren bir futbol sergiledi. Ve tabi efsane Blanco...Oyuna girdi, penlatının başına gitti ve Dünya Kupaları tarihinin en yaşlı gol atan üçüncü futbolcusu olarak adını tarihe yazdırdı. Blanco'ya bir önceki Meksika yazımızda ayrıca bir parantez açmıştık zaten. Benim için bu Dünya Kupası'nın en özel oyuncularından biri kendileri.
Herkes Fransa'ya güle güle demeye hazırlanıyor ve umarım öyle olur. Çünkü Meksika ve Uruguay çok daha fazla yakışıyorlar bir üst tura.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder