18 Ağustos 2010 Çarşamba

Ve Mesut (Bir Türk) Uzaya Ayak Bastı

Türk olmanın getirdiği bazı sıkıntılar vardır dünya üzerinde. Benim yalnız ve güzel ülkem edebiyatı boşuna değildir. Bu yalnızlığın eseri olsa gerek ki uluslararası platformda ses getiren her olaya büyük bir coşkuyla yaklaşırız.

Yıllar önce Abdülkerim Wembley'e ilk ayak basan Türk olmak için takım otobüsünden stadyuma yaptığı depar sanki Türklerin aya çıkması gibi anlatılır durur. Öyle ya bir Türk uzaya giderse bu da çoşkuyla kutlanacaktır ama o yıllarda Wembley'e ayak basmak da Türk futbolu adına uzaya gitmek ile eş değerdir. Hep ithalat ülkesi olmamız hiç ihraç edemememiz futbolumuza da sirayet etmiştir. O çok gelişen futbolumuzda son 20 yılda ihracat da hareketlenmiş ama topu topu 3 futbolcumuz (Tugay, Nihat ve Tuncay) tutunabilmiştir Avrupa semalarında.

Bugün ihraç etmesek de hammaddesi bize ait olan bir Türk gencinin gururunu yaşıyor herkes. Mesut'un Real Madrid'e gitmesi Türk spor medyasında Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazandığı yılların ertesinde Inter'e, Milan'a yaptığımız ihracatın çok ötesinde. Tamam kabul ediyoruz ihraç eden biz değiliz, hatta hiç emeğimiz yok ama olsun hamuru bizim değil mi?

Los Galacticos 2 diye anılan bir takımın Kaka'lı, Ronaldo'lu bir ekibin parçası olacak hatta belki de vazgeçilmezi olacak isim konumunda değil midir Mesut? Dünya Kupası'nda Müller ile birlikte Almanya'yı sırtına alan Mesut Özil'in bir dünya devinin formasını giyecek olması ve bunu Mourinho'nun istemiş olması gerçekten gurur verici.

Bazıları o bir Alman diyor ki doğrudur Alman'dır ve tercihini Alman Milli Takımı'ndan yana kullanmıştır. Ve doğru tercih yaptığının da işaretidir bu transfer. Ama onun Türk Milli Takımı'nda oynamaması sorun edilecek bir konu değildir. %100 Türk olan ama kendisini Alman gibi hisseden bir adam bizi de temsil edecektir en nihayetinde. İspanyol basınında Türk asıllı diyecektir. Röportaj verirken Türkiye'den de bahsedecektir. Gerektiğinde Türkiye'nin yanında bir Alman vatandaşı olarak durabilecektir. Ve bu ülke sınırları dışında hiç olmayan Türkiye lobisini bir alman kimliğiyle yapabilecektir. Bu bile yeterli. Zaten yıllarca Almancı olarak ikinci sınıf muamelesi gören bir kesimin daha fazlasını vermesine de gerek yoktur kanımca. Zira almanlar da ondan bahsederken hep Türk asıllı olduğu kafalarının bir köşesinde yeralacak. Ve belki de 2. Dünya Savaşı sonrası o ülkeyi ayağa kaldıran emekçiler daha bir saygıyla bakacaklar ki bu hissi Borges çok güzel anlatmıştı bu topluluğun içerisinde yeralan biri olarak.

Özil için Real Madrid'in Werder Bremen'e ödeyeceği bonservis bedeli 15 milyon euro ve sözleşmesi bu sene sonunda biten bir futbolcu için çok iyi bir para. Ama bu paraya değer. Bu sene bizim için La Liga her zamankinden daha heyecan verici olacak. Ve Mesut Abdülkerim'in takım otobüsünü terkedip Wembley'e ayak basması gibi Santiago Bernabeu'ya koşarak ayak basmak zorunda kalmayacak, stada soyunma odasından emin adımlarla çıkacak.

1 yorum:

  1. Ben Mesut'un Türk milli takımını seçmemesini Fatih Terimin suçu olarak görüyorum.Biliyoruz ki anadolu takımlarını bile izlemekten aciz bir teknik direktördü.Rusyadaki futbolcularımız izlenmezken Mesut'u nereden izlesin oda bir başka olay tabiki.

    YanıtlaSil