Hiç kuşku yok ki tüm Beşiktaş'lı arkadaşlar çıldırmış durumda, yolda yürüyen insanların yüzüne bakarak "Aha bu adam Beşiktaş'lı" demek mümkün çünkü hepsinin ağzı kulaklarında. O kadar ki Aurelio transferi bile pek bir heyecan yaratmıyor bu sezon.
Ben bu anlamda hepsini yürekten tebrik ediyorum çünkü şampiyon olmaları önemli değil, zevk alacakları bir takımları var. İnönü'ye gittiklerinde biliyorlar ki Quaresma nefis bir iki çalımdan sonra harika bir orta kesecek, Guti rakibin atağını engelleyip derinlemesine mükemmel bir top atacak. Bu da Beşiktaş'ı izlemek için yeterli nedenler. Birkaç sezon önce Anelka'lı, Alex'li, Hoijdoonk'lu, Tuncay'lı Fenerbahçe'yi izleyip alınan keyif gibi ki eğer şampiyon olamasalar bile son haftaya lider girip maçı kaybederek şampiyonluğu bırakmazlarsa Fenerbahçe'de olduğu gibi travmatik bir durum yaşamazlar ve sezon sonunda yine mutlu olurlar eminim ki.
Gelelim Yıldırım Demirören'e, bu bir Yıldırım Demirören başarısı olmasa gerek. Olsa senelerdir bu transferler yapılıyor olurdu. Ancak transfer başarısında en büyük payeyi onun alacağı ve yine başarısızlık da "eh tabi başkan elinden geleni yaptı, daha ne yapsın" dedirteceği bir pozisyona geldi kendisi. Demirören için bulunmaz bir ortam. Beşiktaş'a tüm kapılar açılıyor, istediğimiz oyuncuyu alacak güçteyiz cümleleriyle ortalığa sıkmak için de en uygun durum mevcut şu aşamada.
Gelgelelim nasıl bir bütçelendirme ile hareket edildiği konusunda ciddi endişelerim var. Bir sezon önce iflas etti denilen bir takım bir sezon sonra milyon euroları hiç hesapsız çılgınca harcayabiliyor ve hatta harcadığı kadarını Robinho'ya yatırarak toplam harcamasını iki katına çıkarabiliyor. Şimdilik bu durum soru işareti. Ancak benim tanıdığım Yıldırm Demirören eğer Robinho gelmeyi kabul ettiyse bütçeye falan bakmaz bu adamı alır. Olmadı Klose alır ama alır. Yıldırım Demirören şu anda daha düne kadar oyuncağı alınmış ama şimdi bir oyuncak havuzuna düşmüş çocuk gibi şen.
Beşiktaş'lı arkadaşlara sadece bir tavsiyem var. Devir Beşiktaş'ın devri ve önümüzdeki birkaç sezon en az iki şampiyonluk çıkaracak bir takım kurmuş durumdalar. Ama yarın konusunu da bir ara gündemlerine almaları gerekir. Bugün 24 Ağustos 2010 ve bana öyle geliyor ki en geç 2015'te arşivden bu yazıyı alıp çıkarmak zorunda kalacağım. Eğer bu transferlerin finansmanı konusunda kuzeyden gelen bilmediğimiz ve karşılıksız gelen bir finansman sözkonusu değilse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder