4 Aralık 2009 Cuma

Yerli Malı mı, Yabancının Tadı mı?


Yılmaz Vural'a sallamıştım geçen hafta. Real Madrid gelse bu havayla sahadan çıkamaz babında bir açıklama yapmıştı Fenerbahçe maçı öncesinde. Ben de kesin beşlik olur demiştim, fena yedirdi yazımı bana.

Yılmaz Vural hep bu ülkede hakettiği yeri bulamamış bir teknik adam olarak anıldı. Bir değil iki diploma almış teknik direktörlerimiz arasında eğitimi en sağlam futbol adamı olarak gösterildi. Doğru da Yılmaz Vural hakettiği yeri bulamayanlardan ama bunda bulunduğu takımların başındayken aldığı spektaküler sonuçlara rağmen istikrarsızlığının bu başarılarının önüne geçmesi esas neden.

Antalyaspor ile nasıl alt kümeye düştüğünü herkes hatırlıyordur nitekim. Yılmaz Vural'ın nezdinde bir de yerli teknik adam konusuna giresim var. Burada biraz dürüst değiliz bence. Yılmaz Vural özelinde dürüst olamadığımız gibi.

Bir takımın başkanısınız ve yıllık 50 milyon doları bulan bir bütçeniz var. Fatih Terim ve Mustafa Denizli'yi bir kenara bırakın kimi getirirsiniz takımın başına? Elbet birçok isim sayacak olan vardır ama iş başa düşünce hiç kimsenin bu iki isim dışına çıkmayacağını ve tercihini yabancı teknik adamdan yana kullanacağını düşünüyorum.

Tabi burada söylediğim teknik adam tercihleri ikinci sınıf teknik adamlar değiller. Ama Daum, Tigana, Lucescu, Gerets vs. isimlerin hepsi şu anda Türk futbolunun yeri ve futbol adamalarının birikimi gözönüne alındığında tartışmasız öne çıkacak isimler olsa gerek.

Gelecek vaadeden teknik adamlarımız yok mu elbette var. Mesela Ertuğrul Sağlam, mesela Abdullah Avcı... Ama şu anki performansları itibariyle hala üç büyüklerin bir gerisinde, başaltında güreşiyorlar.

Tekrar toparlayacak olursak, 50 milyon dolarlık bir bütçeyi her yıl cebine koyan bir başkansanız emin olun birinci sınıf yabancıların peşinde koşacaksınız. Ta ki bir yerli teknik adam dişiyle tırnağıyla birinci sınıf düzeyine gelene kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder