25 Aralık 2009 Cuma

Bir Başka Trabzon


Trabzon'a gittim diye yazmıştım ya hani Şenol Güneş'i gönderiyorlardı. Trabzonlular hakikaten en teresan insanlar. Bundan bir yıl önce gitmiştim ilk kez Trabzon'a.

Daha havaalanında körükten uçağa geçerken başladı olaylar. Tam uçağın kapısına geldik önümdeki vatandaş hostese ne dese beğenirsiniz? "Trabzon uçağı di mi daa"

Trabzon'a indim bir de ne göreyim heryerde "Olimpiyat Şehri Trabzon'a Hoşgeldiniz" yazılı billboardlar. Akçaabat'a köfte yemeye giderken taksi şoförü Trabzon'u tanıtıyordu, orada anladım "Olimpiyat Şehri Trabzon" hikayesini.

Taksi şoförü deniz kenarındaki devasa inşaatı göstererek " Ha bu da bizim yeni yapılan Olimpiyat Stadı" dedi. Ben de soru işaretleri kocaman olmuştu o anda. Ben farkında değilim de Trabzon 2012 Olimpiyatlarına mı aday oldu diyeceğim, hoş o günlerde Sidney'in kazandığı belli olmuştu. O sırada taksi şoförü çıkardı baklayı ağzından: "Karadeniz Olimpiyatlarını Trabzon'da yapacağuz da".

Akçaabat'taki Köfteci Nihat hikayesi de ayrı. Köfte dışında başka ne spesiyalleri olduğunu sormuştum. Garson Laz Böreği dedi. Doğal olarak merak edip sordum nasıl oluyor bu Laz Böreği diye. Aldığım cevap: "Güzel oluyoo daa".

Niye anlatıyorum bu hikayeleri konusuna gelince. Bazen Trabzon halkının ve futbol takımını yönetenlerin yaptıklarına çok kızıyorum. Ama öyle değil işte bir taraftan da hakikaten farklı yaşıyor o yörenin insanı.
O yüzden Trabzon'u eleştirirken artık diğer takımlardan ayrı bir yere koyma kararı aldım. Bundan sonra hem takımı hem de yönetimi, hem de halkını olabildiği kadar farklı bir gözle değerlendireceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder