24 Mart 2009 Salı

Xabi Alonso Röportajı



Haftasonu Milli Takımımıza karşı muhtemel İspanya kadrosunda yeralan Xabi Alonso geçtiğimiz günlerde İtalyan bir röportaj vermiş. Röportajın konusu sezon başında gerçekleşmeyen Juventus transferi ve kariyeri üzerine. Muhabirin sorularına Xabi'nin verdiği cevaplar şöyle;

- Ortada bir gerçek var ki Juventus, Juventus'tur. İtalya'nın en büyük futbol kulübü. Yine de Liverpool formasını giymek hayalkırıklığı değil benim için.



- Juventus'a gitmedim çünkü onlar Poulsen'i seçtiler. Kazanamadıkları her maçta ismim tekrar gündeme geliyor olabilir, bu zaten futbolda olan birşey. Kulübün yöneticilerine müteşekkirim çünkü onlar dürüst davrandılar ve bana kulübün futbol anlayışının değiştiğini ve bu nedenle Poulsen'i seçtiklerini söylediler.

- Dürüst olmak gerekirse orası benim için hala çekici geliyor.

- Calciopoli'de patlayan skandal ve Juventus'un küme düşürülmesi üzücü, hiç şüphe yok ki Juventus tarihi için kara bir leke olarak kalacak. Önemli olan kulübün tekrar yapılanıyor olması.



- A.C. Milan ile İstanbul'daki maçın devre arasında sizin zannettiğiniz gibi olaylar olmadı soyunma odasında. Kimse bağırıp çağırmadı. Bu tip ritüeller hiç yaşanmadı. Birkaçımız artık tamamen bittiğine ve kaybettiğimize inanmıştı. Bu yüzden bir konuşma yapmak zaruri bir hal almıştı. Bir daha hiçbir zaman finale çıkamyacağımızı ve bu bilinçte olmamız gerektiğini konuştuk. Zaten soyunma odalarından sahaya giderken taraftarlarımızın sesini duyduk, hepsi bu.
- Avrupa Şampiyonası çeyrek finalinde tekrar İtalyanlarla karşılaşmak tarif edilemez bir duyguydu. Sonuçta sırtımızdan çok büyük bir yükü attık.

- Bana ilk kez oynama şansı veren Javier Clemente'nin yeri ayrı. Beni İspanya'ya getiren John Benjamin Toshack, İspanya Mili Takımı'ndan Arogones ve tabi La Liga'yı kazanmamıza ramak kaldığı sezon Real Sociedad'taki teknik patronum Denoueix'i unutamam.




- Liverpool'a geldiğimde kendimi gerçek bir futbolcu gibi hissettim. Bir profesyonel gibi davranmaya başladığınızda para konuşmayı unutuyorsunuz. Ama ben şanslıyım çünkü bu profesyonellik ailede var (Babası Miguel Alonso Serie A'yı Real Sociedad ve Barcelona formasıyla 3 kere kazanmış bir futbolcuydu). İyi bir rol modelim vardı.

- Dünyanın en iyi oyuncusu bana göre Messi, bu ödülü de o hakediyor.

- Vierra ve Lampard'a karşı oynamak çok büyük bir baskı, Vierra bu oyunu benzersiz bir şıklıkta oyunuyor. Lampard yüzünden en ciddi bir sakatlığımı yaşamıştım ama bunu dert etmiyorum.

- En beğendiğim golüm 4-2 kazandığımız maçta Real Sociedad formasıyla 30 metreden Casillas'a attığım gol. En beğendiğim asist ise Villa Real'i 3-1 yendiğimiz 2000-01 sezonunda Tayfun'a attığım milimetrik pasla yapmıştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder