Ne yalan söyleyeyim Hollanda'nın şampiyon olmasını hiç istemedim. Total futbolun mirasını yiyerek sempati kazanan ama aslında 82 model İtalya ya da 2002 model Almanya'nın daha hızlı atağa çıkan orta sahada Sneijder, sağ kanatta ise Robben'in üst düzey performansları dışında ortaya futbol adına güzellikler koyamayan bir takımdı Portakallar.
Ve Hollanda şampiyon olsaydı önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Cruyff'lu, Gullit'li, Bergkamp'lı jenerasyonların oynadığı futbola yani son 30 yılın Hollanda'sına ayıp olurdu. İspanya ise Euro 2008'deki kadar üst düzey değildi belki de. Bunda özellikle Torres'in formsuzluğu etkendi. Bir de Silva'nın yerine Busquets'in kadroya monte edilmiş olması oyunun savunma yönünü de ciddiye alan bir takım görüntüsü veriyordu. Ama Barcelona modeli yine tıkır tıkır işledi sahada.
120 dakika boyunca Hollanda kupayı alabilecek şansları yine Sneijder'in yaratıcılığı ve Robben'in rüzgarın hızını geçen driblingleri ile yakaladı. İspanya'yı sert futboluyla çok hırpaladı ki Howard Web bana göre iyi bir maç yönetmesine rağmen biraz toleranslı davrandı Hollandalı oyunculara. İspanya ise Pedro'dan Almanya maçındaki verimi alamazken Villa da yeterli performansı gösteremedi ve rakip defans bloğu içerisinde kayboldu.
Maçta sihirli dokunuşlar Del Bosque'den geldi. 60'ta Pedro - Navas değişikliği oyunu İspanya lehine çevirdi. 87'de oyuna Xabi Alonso'nun yerine giren Fabregas orta sahaya dinamizim kazandırırken o dakikaya kadar sertlikten yılan Xavi'ye de nefes aldırdı. Zaten geç gelen kırmızı karttan sonra da İspanya maçı bağıra bağıra alan taraf oldu.
Biri çakma biri gerçek iki Cruyff ekolü vardı sahada. Ve kazanan bu ekole ihanet etmeyen aksine sıkı sıkı bağlananlar oldular. İspanya sonuna kadar haketti ve futbol tarihinin altın dönemlerinden birini yaşattılar futbolseverlere. Eminim ki bundan 20 yıl sonra tıpkı 74 ve 78'deki Hollanda gibi muhteşem bir İspanya vardı diye konuşacağız.
Casillas da Dünya Kupası'ndaki performansı ile dünyanın en iyi kalecisidir artık. İspanya'nın ihtiyacı olan anlarda yaptığı kritik kurtarışlarla takımı taşıyan isim oldu. Forlan ile birlikte altın topu kazanabilirdi ama turnuvanın en iyi kalecisi seçilmekle yetindi.
2010'un ve Dünya Kupaları'nın en unutulmaz anlarından birine de imza attı. Iniesta golü attığında gözlerinden dökülen yaşlar muhteşemdi. Ve Iniesta tarafından Dani Jarque'ye adana şampiyonluk golü de unutulmazlar arasında yerini aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder