16 Kasım 2009 Pazartesi

Sabri Dino ve Kalecilerin Yalnızlığı Üzerine


Haftasonu sanırım Habertürk'te sahadaki yalnız adamlar olan kalecilerin hikayelerini okudum. Sabri Dino da vardı aralarında.

Futbolu bıraktıktan sonra ticarete atılmış ancak ticarette başarılı olamayınca borçları yüzünden 90 yılının ilk günlerinde Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak intihar etmişti.

O gün gazete başlıkları "Sabri Onurunun Kurbanı" diye atılırken ticarette dara düştüğünde ne yapacağını bilememenin çaresizliğiydi belki onunkisi. Öyle ya kalede dara düşse refleksleri onu kurtarmıştı ama ticaret hayatının reflekslerine daha önce sahip olmamıştı ki. Beşiktaş - Ankaragücü maçında bir pozisyonda şakak kemiğinin kırılmasına neden olacak kadar gözüpek bir adam piyasaya ve tefecilere borcu yüzünden intihar edebilir miydi?

Kalecilerin hassas adamlar olduğuna inanmışımdır hep. Kırılgan bir yapıları vardır, bunu kalelerini korurken belli etmezler ancak koruma içgüdüsü fazlasıyla gelişmiş olsa gerek ki bu mesleği seçerler. Sabri Dino da muhtemelen bu kırılgan yapısının kurbanı oldu.

Reha Erus'un onu 1973'te kaleme aldığı bir yazısında Dino Zoff ile kıyaslayacağı kadar iyi bir kaleciydi. Üstelik pek çok benzerlikleri de vardı hani. İkisi de yaşlarına, boylarına, ayakkabı numaralarına kadar birçok benzerliğe sahipti. İkisi de siyah beyazlı takımlarda efsane olmuşlardı. İkisinin de iki çocuğu vardı o yıllarda ve aynı yıllarda doğmuşlardı.

Sabri Dino'nun bir hatırası var ben de. Daha doğrusu babamın ama sonrasında ben giymiştim. Orta okul yıllarında en sevdiğim gömleğimdi Sabri Dino markalı beyaz üzerine yeşil ve mavinin birbirini kestiği kareli gömleğim.

Enke intihar edince Sabri geldi hiç kuşkusuz akıllara. Ve içlerinde taşıdıkları o yeşil ile mavinin duygusal bütünlüğü. Kaleciler cesur adamlardır ama kaleciler yalnız adamlardır. Arkalarında kimse yoktur ve bazen arkalarında kimse olmamasının yükünü taşıyamazlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder