11 Kasım 2009 Çarşamba

Elano Vakası


Elano'nun Hughes ile yaşadığı problemleri bilmiyordum. Galatasaray'a geldiğinde de onun problemsiz bir oyuncu olduğunu düşünüyordum Sezon başından beri ilk onbirde düzenli olarak yeralmamasına rağmen problem çıkartmamış olması da bu görüşümü destekliyor şu ana kadar.

Ama City kanadından gelen haberler tam tersini söylüyor. Eski takım arkadaşı Ireland onun hakkında bakın neler demiş: "Bazı oyuncular burada bulunmak istemediler. Hughes'e inanmak istemediler. Elano ve Jo hiç fazladan çaba sarfetmediler ama bunu yapmak zor birşey değildi. Bunj yapmak için köpek gibi koşmanıza gerek yoktu. Sadece biraz daha profesyonel olmak ve takım ruhunu taşımak yeterliydi. Ama bu oyunccular o ekipte kalmak istemediler. Akabinde Elano Galatasaray'a satıldı. Sven döneminden yanına hiçbir şey kar kalmadı. Dürüst olmak gerekirse o zamanlar onun dönemiydi. Patron geldikten sonra büyük değişikliler oldu ve Elano bu duruma ayak uyduramadı. Elano düzgün ve iyi bir adam, onunla çok iyi zamanlar geçirdik ve çok değerli bir oyuncu. Ama oyununun üzerine çok daha iyisini koyabilir ve olduğundan daha iyi olabilirdi. Eminim ki geçmişe baktıklarında Elano ve Jo üzgünler..." ve birkaç satır daha...

Elano'nun şu anki durumuna baktığımda ve bu açıklamayı okuduğumda şunu düşünüyorum. Elano Brezilya Milli Takımı ile 2010'da G.Afrika'da yeralmak için geldi Galatasaray'a bu çok açık. Ancak sezon sonuna daha çok uzun bir zaman var ve sanki gün be gün uzaklaşıyor bu isteğinden. Yavaş ama derinden. Kuşkusuz çok yetenekli bir oyuncu ancak Dunga da bu konu ile ilgili kafa patlatıyordur. Sezon sonuna kadar bu şekilde forma giyemeyen bir oyuncu için 2010'da takımda yer açacak mı konusunda şüpheliyim. Ve Elano'nun da şu ana kadar sürdürdüğü sükunetini koruyacağı konusunda da.

Rijkaard bu güne kadar herhangi bir problem yaşamadı ya da olası bir krizi iyi yönetti. Ve fakat sistemin içerisinde ona yer açamamış olmasıydı benim de bütün eleştirim. Galatasaray'ın bir Lincoln vakası daha kaldıracak gücünün olmaması ve takım içinde buna katlanacak bir oyuncu grubunun da olmaması.

Herşey süt liman değil aslında herkesin içinde fırtınalar kopuyor olsa gerek. Fırtına patlar ve dışarı çıkıp kasırgaya dönüşür mü bilemiyorum. Benimkisi sadece bir beyin fırtınası. Ama olabilitesi güçlü ve arkasında dayanağı olan şeyler var.

5 yorum:

  1. Hughes nereli? Ireland nereli ?

    Elano nereli ? Jo nereli ?

    O açıklamaları okuyup bir çıkarım yapmadan önce de biraz düşünsen bence ?

    Olabilitesi olan şeyler he ?

    Yapma, lütfen. Umarım bu yazı bir ironiden ibarettir. Başka türlü düşünmek istemiyorum çünkü.

    Tek bir örnek vereceğim çok uzaklara gitmeye gerek yok.

    Skibbe gidip Bülent geldikten sonra Arda'nın Hasan Şaş'ın Lincoln'e olan tavırları değişti mi değişmedi mi ? Ireland Hughes örneğini bu örnekle bir ilişkilendir bakalım ne olacak.

    YanıtlaSil
  2. Tespitler güzel.Yorum güzel ama unutulan şeyler var.Galatasaray camiasının krizli zamanları çok iyi yönetmesini ve kenetlenmesini iyi bilen bir kulüp.En yakın örneği Lincoln'e iki sene tahammül edilmesi ve onu kazanmak için uğraştı.Yakın zamanlarda Servet'i yontması,Tomas vb oyuncuları adam etmesi.Ayrıca rijkaard gibi bir profesyonelin olması benim içimi daha da rahatlatıyor.Ama bunlar demek değil ne olursa olsun sorunlar yaşanmayacak veya elano'nun gitmesi için sebep olacak olaylar çıkmayacak.Elbetteki olabilir ama bunlar olsa bile sırf Galatasaray camiası altında yaşanacağı için en iyi şekilde sonuca ulaşılacağına eminim.

    YanıtlaSil
  3. Öncelikle Lincoln ve Elano'nun karakter yapılarının farklı olduğunu düşünüyorum. Bu şu demek: Elano şu ana kadar gözlemleyebildiğim kadarıyla düzgün ve iş ahlakı olan bir adam. Ama ortada bu adamın bunca haftadır Galatasaray adına ortaya hiç bir şey koymaması ya da sisteme dahil olamaması gibi bir durum var. Uyum süreci yeni bir ülke bunların hepsi doğaldır. Sıkıntı bu sürecin Elano'nun hedefleri açısından çok hızlı aşılması gerektiğiydi. City'de yaşadıklarını da sadece Hughes ve Ireland'ın hemşerilik ilişkisine bağlamak olayın tek bir boyutunu yansıtmak olur. Galtasaray'ın kriz yönetimine gelince. Bence de genelde bu konuda başarılı oldu Galatasaray. Ama Lincoln krizinin iyi yönetildiğini düşünmüyorum. Eminim işler kötü giderse Elano işi bu boyutlarda çirkinleştirmeyecektir. Ama kriz krizdir ve takımları olumsuz etkiler. Arkadaşlar burada hiçbir yazımı taraftar formamı giyerek yazmıyorum. Ne olumlu ne de olumsuz eleştirilerimi. Yazılarımın geneline bakacak olursanız bunu görürsünüz. Hastalıklı bir takım taraftarıyım ama 90 dakika boyunca. 90 dakikanın sonunda hayatımda her zaman o taraftarlık forması çıktı gitti. Umarım samimiyetime inanırsınız. Yoksa bu yazıda da niyetim ne üzümü yiyip bağcıyı dövmek değil.

    Sevgiler,

    Not1: Elano çok iyi bir oyuncudur, Rijkaard çok iyi bir teknik adamdır, Galatasaray krizleri iyi yönetir:-) Aynı fikirdeyim.

    Not2: Bülent Korkmaz Lincoln krizinde %100 haklıdır, tabi bana göre. Arda ve Hasan Şaş da. Çünkü Lincoln iyi niyeti fazlasıyla suistimal etmiştir.

    YanıtlaSil
  4. Demek ki aynı görüşte değiliz :)

    Ben de Lincoln'un o krizde suçlu olduğuna inanıyorum ama en çok suçlu olan yönetim ve teknik heyettir, sonra futbolcular en son da Lincoln gelir.

    Zaten en sonunda yönetim Lincoln'u göndermeye karar verdi. Eğer bu kişilerin adı yönetici ise kriz dönemlerini yönetebilmelilerdi. Ama Hasan'a gidip paşam diyen bir grup, Lincoln'e gidip ağam diyen bir grup olunca kendi içlerinde de çatıştılar. Zaten sorunun asıl kaynağı buydu. Hiçbir yönetici yoktu ki bu adamları biraraya getirip sorunlarını dinlesin ortak çözümler bulmaya çalışsın.

    Neyse konu Lincoln'e gelmeden Elano'dan bahsedelim. Elano'nun performans gösterememesindeki temel sorun takımdaki taktik anlayışın çok katı olması. Yani oyuncularda pek fazla bir serbetstlik yok. Noatsamisa çok güzel yazmış, Eriksson döneminde sahada resmen istediği yerde oynayan bir Elano vardı demiş. Ama Galatasaray'ın taktiğinde artık o rolde bir adam yok. Arda bile Rijkaard sağda oynayacaksın derse çıkıp oynamak zorunda, geçen sene bu konu yüzünden Skibbe'ye yaptığı suratı biliyoruz. 30 yaşında Kewell ters ayağıyla didinmişti orada.

    Biraz da Arda'dan bahsetmek gerekirse Arda'daki amatör ruhun ölmediği ve böyle hareketler içinde bulunursa hiçbir zaman da ölmeyeceğinin kanıtıdır bu. Kendini bu konuda da düzeltmezse, yani pozisyon seçen bir yapıda oynamaya devam ederse Avrupa'yı rüyasında görür ancak.

    Yine Elano'dan saptık. Elano kısaca anlatmak gerekirse tek top oynayan bir oyuncu, top ayağına geldiği zaman fazla tutmadan en uygun noktaya topu atan bir yapıya sahip. Geçen sene 4 2 kazandığımız Beşiktaş maçında Lincoln'un Baros'un önüne attığı ve golle sonuçlanan pozisyonu hatırlayın. Lincoln topu 5 saniyeye yakın ayağında tutmuştu. İşte o pozisyonda Elano onu yapmaz ve bu yüzden de atak ölür.

    Bunun oluşması için de takımın kaynaşması ve birbiriyle çok iyi anlaşması gerekir. Sene başında Elano da takıma katıldığı zaman yaz döneminde kamp yapmadığı için fiziksel açıdan çok eksikti, bu yüzden de ne adam gibi oynayabildi ne de takıma ayak uydurabilecek zamanı oldu.

    Bana göre fiziksel eksikliğini tamamladıktan sonra takıma en uygun pozisyona monte edilirse ve kendisine birazcık serbestlik tanınırsa gerçek Elano'yu görme ihtimalimiz yüzde yüz. Tabi buna Rijkaard ve Arda'nın da izin vermesi lazım !!!

    YanıtlaSil
  5. GS krizleri iyi yönetir ama Lincoln krizi hariç. En azından Lincoln krizini yönetemediklerini ben de kabul ediyorum. Yönetme konusunda ayrılıyoruz doğru. Ben Bülent'i ve futbol takımının oyuncularını sense Lincoln'ü savunuyorsun. Ama ortak müşterek yönetim bu konuda iyi değildi.

    Şimdi biraz ironi yapalım sen yönetimde olsan en sert eleştiriyi benden ben de tam tersi olsa senden alırdım herhalde krizi çözme konusunda izleyeceğimiz yolla:-)

    Elano hazır gelmedi kabul ama kaçıncı haftadayız. Umarım dediğin gibi performansı artar. GS'nin sisteminin katı olmaı konusuna gelince onun için sayfalarca yazışmak gerekir. Biraz daha sonra bence...

    YanıtlaSil