10 Kasım 2009 Salı

Enke'nin Hayatı Akıp Gitti



Taksim'de en çok bir yerlere oturup gelip geçen insanları seyretmeyi severim. Farklı hayatlar akıp gider gözümün önünden. Nereye gittiklerini bilmem. Son zamanlarda dışarı çıktığımızda bunu neredeyse 2 yaşına gelen oğlumla yapmaya başladım.

Enke'nin ölüm haberini yorucu bir mesainin ardından eve geldiğimde oğlumla biraz vakit geçirip onu yatağında sallarken, diğer elimde laptop interneti karıştırırken gördüm. Taksim'i hatırladım ve bir hüzün çöktü. Bir elimde kendi can verdiğim insan, diğer elimde kayıp giden bir hayat. Kala kaldım.

2 yaşındaki kızını 2006'da kaybeden Enke, polis raporuna göre trenin önüne bırakmış geride kalan 33 yılını ve gelecek bilmem kaç yılını.

İstanbulspor karşısında sezona 3-0 mağlubiyetle giren o yılın şampiyon takımı Fenerbahçe'nin 1 haftalık kalecisi aşırı duygusallığının sonucu bavullarını toplayıp kaçmıştı İstanbul'dan.

Sonrasında Bundesliga'da yılın kalecisi seçilecek performans da koydu ortaya. 2004'te kalecilik kariyeri bitecekti Fenerbahçe yüzündan. Hannover 96'da yeniden doğdu.

2006'da kızı öldüğünde birkez daha öldü, ayağa kalktı, ya da biz öyle düşündük. Bugün son kez öldü. Sahi Taksim'de o kısa İstanbul serüveninde hiç onu görmüş müyümdür İstiklal'den Tünel'e doğru yürürken?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder