16 Ocak 2011 Pazar

TT Arena Açılışına Hariçten Gazel

Dün akşam TT Arena'nın açılışında "Ali Sami Yen'de kiracılık yükümlülüklerini yerine getiremeyen Galatasaray yönetimi ve aynı şekilde bu arazide de tahsis şartlarını yerine getiremeyen yönetim" cümlesi ile protestolar tavana vuruyor. Dahası benim duyamadığım ama ötede beride okuduğum "Özhan Canaydın'ın karşımıza gelip naif ve sessiz sedasız duruşu dün gibi aklımda" ifadesi var. Öncesinde Recep Tayyip Erdoğan konuşma yapması için anons edildiğinde de protesto var. Ama benim Galatasaraylı dostlardan duyduğum ve TOKİ Başkanı konuşmaya başlarken ki ortam ile yukarıdaki cümleyi sarfederken ortaya çıkan protesto ıslıkları arasında dağlar kadar fark var.

Futbol ile siyaseti karıştırmayalım, stadyumda siyasi görüşler doğrultusunda protesto yapmayalım, Türk örf ve adetlerine göre konukları ağırlayalım... Buraya kadar herşey tamam. Sadece Galatasaraylı için değil, benim taraftarı olduğum Fenerbahçe için de, Beşiktaş için de, Trabzonspor için de, Diyarbakırspor için de, Eskişehirspor için de bu böyle.

Ama yukarıdaki cümle ülkenin neresinde, hangi takımı için sarfedilirse edilsin taraftardan fazlasıyla tepki alır. Olayın ötesini berisini karıştırmadan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma yapması için anons edilmesi sırasındaki protestoları hiçbir siyasi pencereden bakmaksızın anlamsız bulduğumu söyleyerek şunu ifade etmek istiyorum:

Eğer TOKİ Başkanı'nın bu konuşması sonrasında o stad kimsenin başına yıkılmadıysa, herkesin dua etmesi gerekir. Zira bu türden bir konuşma yapmak, hele hele bu konuşmayı bir takımın evi kabul edilen bir mabetin açılışında onbinlerce taraftar önünde yapmak akıl alır gibi değil.

Başta Adnan Polat ve yönetimi olmak üzere, Fatih Altaylı gibi bazı önde gelen Galatasaraylı yazarların da Başbakan'dan özür dileyip, ki kesinlikle dilemelidirler, TOKİ Başkanı'nın yaptığı konuşma ile ilgili tek bir kelime etmemeleri beni Galatasaraylılıkları ile ilgili sorgulatır. Zira Galatasaraylılık da özür dilemek gibi bir erdem ile beraber aynı zaman da hesap sorabilecek yüreği taşıyabilme cesaretini de taşıyan bir kimliğe sahip olmalıdır.

Hariçten gazel okuyorum başlıkta da yazdığım gibi. Ama yazdıklarımı kimse siyasi yöne çekmesin. Ne AKP'yi destekleyen arkadaşlar sen ne diyorsun kardeşim desinler, ne CHP'yi destekleyen arkadaşlar bu yazıyı hükümet aleyhtarı bir yazıya dönüştürsünler. Benim bu yazıdaki tepkim ilkini kendi kulaklarımla duyduğum, ikincisini ise konuyla ilgili yazılan yazılardan okuyabildiğim iki cümleyedir.

Yazı bu iki cümle üzerine kaleme alınmıştır, yoksa bu stadyumun yapılmasında emeği geçen herkes saygıyı ve iyi ağırlanmayı sonuna kadar hakkeder. Bu yüzdendir ki Galatasaraylı taraftarların Başbakan'a olan protestosu onaylanamaz. Ama saygıyı hakkedenler arasında en başta gelen isimlerden biri de merhum Özhan Canaydın'dır herhalde. Rahmetli kalkıp konuşamayacağına göre, onun adına haddim olmayarak kendi düşüncemi dile getirmektir amacım. Sanırım TOKİ Başkanı'nın sarfettiği o naif ve sessiz duruş kendisinin mütevazi kişiliğindendir, yoksa o cümlede ifade edildiği gibi boynu büküklüğünden değil.

Dünden beri şu iki cümleye tepkinin en başta Galatasaraylılardan gelmesini bekledim ama birkaç blog dışında göremedim. Buna da şaşırıyorum açıkçası. Biraz önce bu satırları yazarken Adnan Polat'ın basın toplantısında "kameralarla tesbit edilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın protesto edilmesini provake edererek sağlayanların bu stadyuma alınmaması için çalıştıklarını ifade eden konuşmasını da beraberinde izledim.

Adnan Polat ve yönetimi, ya da Galatasaray camiası ne kadar hizmeti geçerse geçsin TOKİ Başkanı'nı o stadyumda ağırlamayı sindirebilecek mi? Ya da Galatasaray TOKİ Başkanı'nın bu ifadelerinden sonra o stadyumda oynamayı midesi kaldırabilecek mi?

14 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Galatasaray Spor Klübü Başlanı SayınAdnan Polat’a Açık Mektup

    Sayın Başkan,

    Dün yaşanan protestolardan ötürü duyduğunuz üzüntüyü anlamaya çalışıyorum ancak siz bu protestonun niçin gerçekleştiğini anlamaya çalışıyor musunuz acaba bunu da merak ediyorum. Söylemlerinizden ötürü bu konuya üzerine pek düşünme fırsatı bulamadığınızı ve öncelikle dün gece protestolar sonrası ve bugün basın toplantısıyla verdiğiniz demeçlerle 105 yıllık Galatasaray klübünün başkanına yakışmayacak bir duruş sergilediğinizi düşündüğümü belirtmek isterim. Tepkinin sebebini izahaten birkaç söz söylemek istiyorum.

    Öncelikli olarak bu atmosferi yaratanın tamamiyle siz yöneticiler olduğunun farkına varmanızı arzu ederim. Haftalardır verdiğiniz demeçlerle sanki bu stadyumun sefalet içerisinde olan Galatasaray Klübüne, Başbakan tarafından hibe edilmiş olduğu havasını yarattınız. Sanki bu işten devlet kar etmemiş de Recep Tayyip Bey cebinden parayı çıkarıp da yapmış düşüncesini oluşturdunuz beyinlerde. Recep Bey’in bunu siyasi bir propaganda olarak kullanacağını bile bile ardı arkası kesilmeyen demeçlerinizle rahmetli başkanımız Özhan Canaydın Bey’i bile unutarak yaptınız hem de bunu.

    Yıllardır hasretle beklenen stadyumumuzu her gün fotoğraflarına bakarak hayalini kuran Galatasaray taraftarları inşaat sürecindeki tüm gelişmeleri yakından takip etmiş ve işin aslının farkında olarak stadyuma gelmişti dün akşam ve bunun bir seçim propagandasına dönüşmesine izin vermedi.

    Sayın Başkan,

    Yapmadığınız şey kalmamış gibi şimdi de taraftarı ötekileştirip ultaslan ve diğerleri haline getirerek bunun organize bir iş olabileceğini,bunu yapanların Galatasaraylı olarak adledilemeyeceğini söyleyerek bu protestoları yapanların stada alınmayacağını söylüyorsunuz. Ultaslana yaptığınız baskılarla onları susturduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz ancak dün gece orada olan 40.000 kişinin yarısından fazlası kombine sahibi olmayan, sizin davet ettiğiniz divan üyeleri, klüp üyeleri ve sponsorluk vesaire kanallarından gelen diğer davetliler olduğunu iyi biliyoruz. Siz küçük bir kitlenin bu işi yaptığını söyleseniz de dün stadın 4/3’ü Başbakanı ve Başbakana yaranmak için 105 yıllık Galatasaray klübünü ayaklar altına alırcasına konuşan, merhum başkanımız Sayın Özhan Canaydın Beyfendiden zavallı gibi bahseden TOKİ Başkanı’nı ıslıklar ve yuhalamalarla protesto etti. Acaba bu duruma tepki göstermeyen sizzler mi o tribünlerdekilerden daha Galatasaraylısınız ve bu stadda olmayı hakediyorsunuz ? Ne taraftarınıza, ne futbolcunuza, ne de klübe sahip çıkamıyorsunuz. Orada durmaya devam edecekseniz çıkın ve TOKİ Başkanının sözleri üzerine bir şeyler söyleyin. Basın toplantısında söyleyeceğimi söylerim soru almadan kalkar giderimle olmaz bu işler. Bu güne kadar ne transfer ne Adnan Sezgin.. Sustum icraatlarınızı bekledim. Camia olarak kenetlenelim zor günler geçer dedim. Şimdi çıkıp hem taraftarınızı hem de değerlerinizi harcadınız. Galatasaray Klübü Başkanlığının ağırlığını kaldıramadığınız belli. Artık gidin. Galatasaray’a yakışmıyorsunuz.

    YanıtlaSil
  3. yazı uzun oldugundan tek postta atamadıgım için yarım olarak yorumlanan bölümü sildim.

    YanıtlaSil
  4. "...Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma yapması için anons edilmesi sırasındaki protestoları hiçbir siyasi pencereden bakmaksızın anlamsız bulduğumu söyleyerek şunu ifade etmek istiyorum:"

    herhangi bir siyasi pencereden bakmaya gerek yok anlamlı bulmak için. iddaa skorları kadar siyaseti de biliyor olsan, onu da bırak futbolun hayatın ta içinde bir şey olduğunu bilsen ne kadar manalı olduğunu anlarsın.

    YanıtlaSil
  5. ali rıza ne futbol hayattır ne de siyaset. ne de futbolla siyaset içiçe kavramlardır. sen böyle düşünüyor ve yaşıyorsan yani futbol hayattır diye o zaman çok zorlanırsın diye düşünüyorum. Bu yüzden futbol hayattır sözüne katılamıyorum. Bu arada iddaa skorlarını hiç bilemem ama siyaset konusunda fena değilimdir.

    YanıtlaSil
  6. eğer futbolu hayatın içinden ayırıyorsan, neden-sonuç ilişkisine aykırı davranmış olursun.
    stada gelen insanları düşün. nerden geldiler; uzaydan mı?
    her fırsatta ekranlarına çıkıp nutuk atıp, had bildiren bir başbakan varsa, insanlar tepkilerini dile getirmek istedikleri her noktada yaka-paça götürülüyor hatta dövülüyorsa, bir gün öyle bir denk gelir ki stadda en çıplak halinle yakalanırsın halka.
    he tabii ki sen bir kutunun içine girip ülke ve dünya gerçeklerinden steril an yaşamak istiyorum diyorsan ayrı. böyle bir talebin olabilir. ancak çok lüks bir tüketim. milyonlarca ya da yaş,okul,etnik köken,din ayırımı yapmadan herkesin sevebildiği kulüplerin taraftarlarından hayattan bağımsız bir davranış beklemek çok lüks.
    senin bu fikri savunman gibi, oraya gelen 3 kişi 100 kişi ya da 15 bin kişi adı anılan her kimse, yuhalama, protesto etme hakkı vardır. edebilir. tabii başbakan bir mussolini falan değilse.
    son olarak; blogunu takip ederim arada. o yüzden gayet samimi bir şekilde hissiyatımı bildireyim.
    futbol hayatın içindedir, hem de dibine kadar; engelleyemezsin.

    YanıtlaSil
  7. eğer futbolu hayatın içinden ayırıyorsan, neden-sonuç ilişkisine aykırı davranmış olursun cümlesine istinaden dünyada neden sonuç ilişkisi ile yapılabilecek o kadar çok şey var ki...Ben senin babanı öldürdüm çünkü inekler bahçemize girip domateslere zarar veriyordu ile başlayan nice kan davası var. Eğer protesto etmek istiyorsan gider edersin ama stadta değil. Niye biliyor musun? Karakteri olan adam ya o stad açılışına gitmez çünkü biliyordur ki Başbakan'ın talimatı ile bir sürü iş tamamlanmıştır ya da adam gibi izler. Bu da bir neden sonuç ilişkisidir. Neden sonuç ilişkilerini nasıl kurduğun senin elinde. Gidip ülke gerçeklerinden steril bir hayat yaşamıyorum ama hayattan bağımsız bir davranış beklemek çok zor derken Başbakan'ın mensubu olduğu partinin fanatiklerinin de orada olabileceğini düşünmek gerekir. Ya orada iki grup arasında sille tokat bir kavga çıksa ve bütün tribünlere sıçrasa ne olur? O zaman da hayatın içinden futbolu ayıramazsın demek mümkün mü? Hayatın içerisinde duyduğu sıkıntıları tribüne gelerek bir ağız dolusu galiz küfürle etrafa saçan bir sürü serseri var. İyi de ben eşimle çoluğumla çocuğumla gelmişim adam hayatın içinden futbolu ayıramıyor diye sinkaflı küfür yemek zorunda mıyım? Başbakan'ı protesto etmek ile bir takıma küfür etmek ve bunları ailecek dinlemek arasında bir fark olmasa gerek futbolla hayatı içiçe tutmak açısından. O yüzdendir ki futbol ve hayatı içiçe getirecek kadar romantik bakarsak olaya sınırını asla çizemeyiz. Bunu söylemek için ülke gerçeklerinden uzakta yaşamaya gerek yok. Biraz kafayı dışarı çıkarmak yeterli. Bunlar da nacizane benim görüşüm. 35 yaşında biraz görmüş geçirmiş, çokça görüp geçireceği olan bir insan olarak.

    YanıtlaSil
  8. Bu nasıl bir günahtan arındırma , temizlmeme yazısıdır yahu ?
    Toki başkanının sözleri tepkiyi hak ediyor demek ?
    Yanlış olan ne ? Adamın gsli olmasına rağmen yaşanan peşkeş rezaletini açıkça söylemesi mi ?
    Yoksa yalan konuşması mı ?
    Yalan olmadığını biz biliyoruz da , kendini "ama biz de asy 'yi verdik " diye avutmayı başaran bazı gslilere süpriz olmuş belli ki .
    Yani ortada yenmiş bin tane halt var , bunu yemek değil de halt ettiniz demek suç.
    Stadını devlete beleşe yaptıran kim varsa toki yada filan kurumun başkanı " gelip yalvardınız " minvalinde konuşabilir bence mahzuru yok.
    Yalansa konuşturmazsın yiğitsen.

    Biz stadımızı kendimiz yaptık . Kim yapabilir böyle bir konuşmayı bize ?
    Konuşturmayacaksın , maçayı sıkıp kendin yapacaksın o zaman .
    "bir Allah kuruşu yoktur bu stadda " dedirtmeyeceksin.
    Bir laf var , borç (para) almaya alışan buyruk almaya da alışır.
    Adam buyruk da vermemiş para verdik size demiş.
    Ve tepkiyi haketmiş öyle mi ?
    O adama sorulacak bir tek şey var. " verdik yaptık helali hoş olsun " demiş.
    Kimin parasını kime veriyorsun da helal ediyorsun be adam ?
    Babanın malı mı ?
    Ben vergi mükellefi bir vatandaş olarak tek " Allah kuruşu " hakkımı helal etmiyorum.
    Fitil fitil çıksın en tatlı yerlerinden.
    Çıkmaya da başladı zaten.
    Bu daha en iyi günleriniz.
    O yetim hakkı çıkacak fitil fitil.

    Ayrıca sayın blog yazarını ada bir sorum var :

    " özür dilemek gibi bir erdem ile beraber aynı zaman da hesap sorabilecek yüreği taşıyabilme cesaretini de taşıyan bir kimliğe sahip" gaaassaaylılık u17 maçından dolayı özürü niye dileyemedi peki ?
    Çünkü onlar Fenerbahçeli değil mi ?
    Hakediyorlar sırf bu yüzden her şeyi değil mi ?
    Bunu herkes biliyor da kimse itiraf edemiyor değil mi ?
    Biri çıkıp bu zihniyeti de suratlarına çarparsa gene aynı şeyi yaparlar , ıslıklarlar yuhalarlar değil mi ? Hatta o " tek Allah kuruşu" vermedikleri stadın koltuklarını kırıp sahaya atarlar değil mi ?
    O zaman neymiş bu gaasssaylılık görün .
    Sulu derbide görmediyseniz , u17 maçında görün.
    Cumhurbaşkanlığı basket maçında görmediyseniz 7 yaşında çocuktan tahrik olan küçük yüreklilerde görün.
    Orada da görmediyseniz yapılan peşkeşe "aslansınız kaplansınız " denmesine alışmış kendini dev aynasında gören ama alnını teriyle kendine bir stad yapamayacak çulsuzlukta ve çapsızlıkta olduklarını üstelik bir gslinin ağzından duyunca kuduran sahte onur abidelerinde görün.
    Görmüyorsanız sökün o gözü .
    İşe yaramayan gözü neyleyim, işe yaramayan vicdan sineye yükten başka bir şey değildir.

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  10. bu yazının konusu u17 maçı değil, sapla samanı ayırmak gerekir. sana katılamıyorum malesef fenerli hüseyin.

    yazan: fenerli futbolmanya:-)

    YanıtlaSil
  11. evet sınır çizemezsin. bu kulüplerin onbinlerle ifade edilen stad kapasitesi varsa, milyonlarla ifade edilen seyircisi varsa, şu anda yeri şu anda değil diyemezsin.
    ne buna, ne de futbolu hayattan sterilleştirme lüksüne sahip değil kimse bu şartlarda. 3 kişinin masa başında oynadığı 21 değil bu. tavla da değil.

    http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1036781&Yazar=U%D0UR&Date=17.01.2011&CategoryID=103

    YanıtlaSil
  12. Bu yazının konusu değil demek topu taca atmaktan başka bir şey değil sevgili blog sahibi .
    Gayet basit bir soru , bahsettiğiniz özür dileme erdemine sahip ise bu camia neden u17 maçında dayak yiyen çocuklardan özür dileyemedi ?
    Geçen seneki basket maçında çıkardıkları olaylarda binlerce kişinin 2 (iki) kişiden tahrik olması gerekçesiyle alenen "özür dilemeyeceğim" diyen adnan polatın u17 maçında mazereti nedir özür dilememek için?
    Bu yazının konusu başka değil.
    gs yakın zamanda 2 ayrı halt yemiş.
    Birinde çıkıp salya sümük ağlamaklı özür diliyorsun ve diktatörce " bunu yapanları stada sokmayacağız " diyebiliyorsun diğerinde ise ağzı var dili yok modundasın .
    Ve siz " özür dilemek gibi bir erdem ile beraber aynı zaman da hesap sorabilecek yüreği taşıyabilme cesaretini de taşıyan bir kimliğe sahip" cümlesini kurabiliyorsun bu tümör camia için .
    Özür dilemeyi bilmiyorlar .
    İşlerine gelince , stadı elimizden kaçırır mıyız korkusundan ağlamaklı özür dileyebiliyorlar.
    Yani iddia ettiğiniz gibi " özür dileme erdemine sahip" değiller.
    Ama her nedense siz topu taca atmakta ısrarcısınız .

    YanıtlaSil
  13. evet sınır çizemezsin ifadesi için: evet sınır çizerim çünkü kendi blogumda kendi görüşümü açıklıyorum ve sizin de görüşlerinize yer veriyorum. Aksi halde yapamazsın edemezsin demek sizin eleştirdiğiniz zihniyetten farklı bir yaklaşım olmuyor.

    bu tümör camia ifadesi için: ben yine bu yaklaşımın eleştirdiğiniz zihniyetten farklı olmadığını düşünüyorum.

    bundan sonraki yorumlarda özellikle tümör vs. ifadeler yeraldığı takdirde malesef bünyesinde yeraldığım blogidmanyurdu ve futbloglar platformlarının çerçevesinde yayınlayamayacağım.

    ama bahsettiğin tümör camiada hepimizin annesi, babası, kardeşleri var bunu unutmadan eleştir bence hüseyin yine nacizane görüşüm. senin de vardır. fenerbahçe - galatasaray rekabeti çok büyük bir rekabettir ama ölüm kalım değildir. Benim için böyledir en azından. O yüzden tümör olarak görmüyorum o camiayı.

    YanıtlaSil
  14. Cumartesiden sonra olanları iyi seyret o zaman sayın blog sahibi.

    Dün gece NTV haberde Can Dündar bir gs kongre üyesi ile (soyadı Kozak ismini hatırlamıyorum) olay hakkında konuşuyor , beyefendi buyuruyorlar :
    " özür dilenmiş işte bunu daha fazla büyütmeye ne gerek var ? "
    " Başbakan yardımcısının (Egemen Bağış'tan bahsediyor) gs başkanına -Bu yaptığınız nankörlük demek haddi değildir- "
    Ama bir gs kongre üyesinin Başbakan Yardımcısınını haddinin ne olduğunu belirlemek haddidir.
    İşte bu yüzden o sizi rahatsız eden kelimeyle tarif ediyorum ben o camiayı.
    Benim , sizin yada bir başkasının GSli tanıdığı değil "tümör" olan.
    Bu zihniyet.
    Kendini ülkenin sahibi , dokunulmaz , ulaşılmaz , ayrıcalıklı gören ve devletin imkanlarıyla başkalarını hadi edebiyat kalıbıyla " yetim hakkı" ile yapılan stadı içine sindirebilenlerin tanımı o ifade.
    Eğer ki içinde bir nebze de olsa " kendimiz yapmalıydık stadı , böyle olmadı " diyorsa , onlar benim sözümün dışındadırlar.
    u17 maçında 15-16 yaşında çocukların dayak yemesine " ohh hadlerini bildirdik" diyebilenlere o sözgizli /açık .
    İçi acıyan , yapılandan utanan üzülenlere değil.
    O olayda özür konusunda 3 maymunu oynayıp da işine geldiği için beleştepe çıkışında olayı yapanları stada almayacaklarını söyleyen, salya sümük özür dileyenlere o söz.
    Sizin dediğiniz gibi "özür dileme erdemine sahip olanlara değil işine geleni anlayanlara yapanlara o söz.
    Ve bu son olay benim için, camia olarak o erdeme sahip olmadıklarının açık bir göstergesidir .

    YanıtlaSil