İki maçı da 90 dakika konsantre bir şekilde izleyemedim. Yarım yamalak baktığım her iki maçla ilgili iki küçük tespit yapabildim ancak.
Beşiktaş Gençlerbirliği'ni 4-1 ile darmadağın ederken sezon başından beri gol kısırı takım gittiğini yerine elini kolunu sallayarak gol atan bir takım geldiğini düşünenler varsa yanılırlar. Bu takım Fenerbahçe'ye 3 ve Gençlerbirliği'ne 4 gol attı. Geriye kalan 17 haftada ise attığı gol sayısı 18. Fenerbahçe'ye de Gençlerbirliği'ne de aynı nedenden çok gol atabildi: Açık alan buldu. Geriye kalan haftalarda bu açık alanları yine bulamayacak Beşiktaş ve gol kısırlığı yine devam edecek. Kalan 15 haftada bu kadar kısır olmasa da gol yollarında sıkıntı yaşamaya devam edecek siyah beyazlılar.
21 maçta 39 gol atan Galatasaray ise Kayserispor deplasmanında gol atamayınca 22. haftayı da aynı gol sayısı ile bitirmek zorunda kaldı. Ligin ilk altı haftasında atılan 20 gol ile rekor kırar görüntüsü veriyorlardı oysa ki. Geriye kalan 13 haftada ise atılan gol sayısı sadece 19. Galatasaray'da gözüken kısırlık forvet pozisyonunda. Gözükmeyen kısırlık ise oyun yapısında. Bu kısırlık da öyle kolay kolay atlatılabilecek gibi gözükmüyor. Acı çekerek alınan Gaziantep ve Denizli maçları üzerine Türkiye Ziraat Kupası'nda gelen Antalya mağlubiyeti ve ardından zor olduğunu kabul ettiğim Kayseri deplasmanında golsüz beraberlik. Daha da önemlisi bu dört maçtaki pozisyon sayısı on olmasa gerek. Yani maç başına iki üç net pozisyon ya var ya yok.
Yine ligin ilk üç haftasında Gaziantep, Denizli ve Kayseri karşısında 10 golleri vardı, şimdi ikinci yarıda ise bu sayı yalnızca 3. Üstelik forvet hattındaki sakatlıklar bu sorunun çözümünü de zorlaştırıyor.
Ligin ikinci yarısında kısır bir Beşiktaş ve kısır bir Galatasaray bekliyor taraftarları. Benim hissettiğim bu.
fener maçında ilk 2 gol, gençler maçında son 3 gol oturmuş defansa karşıydı.hangi boş alandan bahsediyorsun anlayamadım.
YanıtlaSil