6 Aralık 2011 Salı

Bu Lig Kaç Para Eder

Bu blogda son dönemde Türk futbolunda yaşananlar üzerine yazdıklarımı Aziz Yıldırımcılık olarak görenler benim Aziz Yıldırım'ın dışarıda olduğu, takımın başarılı olduğu dönemlerde yazdıklarıma bakmalılar. O günlerde yazmışım Fenerbahçe'nin futbolda barışı getirmesinin Aziz Yıldırım ile mümkün olamayacağını, bakınız burada .

Ama gelin görün ki Temmuz ayından bugüne kadar yaşanan süreç bir Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe operasyonuna dönüştürüldüğü için kimse yaşanan sıkıntıları görmek istemedi, işine gelmedi. Bugün gelinen nokta ise çok daha vahim. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmedi, ama Avrupa'ya gönderilen Beşiktaş ve Trabzonspor şu anda kupada yeraldıklarından daha sıkıntılı sonuçlarla karşılaşabilir duruma geldiler. Ligdeki takımların yarısı küme düşme tehlikesi ile karşı karşıyalar.

Biz yargılananlar yargı süreci boyunca hapiste ne işi var dedik, iddianamenin açıklanması ile birlikte dışarıdakiler de mesleklerini yapamaz, stadyumlara giremez hale geldiler. Hatta listede yeralmayanlar da bir hata sonucu maça sokulmayıp sonra "Pardon Can" denilerek Türk futbolunun traji-komik hikayesinde başrolü kaptılar. Hikmet Karaman televizyonlara çıkıp feryat ediyor bu duruma, adam ızdırabından şehadet getiriyor ama kimse duymuyor. Türk futbolu artık son nefesinde ve şehadet getirecek noktaya gelmiş olmasına rağmen herkes gününü gün ediyor.

Gariplikler yine devam ediyor, iddianamede adı geçenlerin bazıları içeride, bazıları dışarıda cezalı. Mesela Aziz Yıldırım çıkamıyor ama Sadri Şener'de maça giremiyor. Sadri Şener Lille maçını otel odasından izlerken Aziz Yıldırım cezaevindeki koğuşundan bakacak ekrana Galatasaray-Fenerbahçe maçında. Serdar Adalı, Tayfur Havutçu şike yüzünden içeride, ama Yıldırım Demirören'in bu maç bağlama işinden haberi yok. Türkiye'de hangi takım başkanının haberi olmaz böyle bir durumdan soru işareti.

Bir ülke federasyonu ile o ülkenin en büyük camiası birbirine girmişler, tam bir savaş yaşanıyor, elin UEFA'sı çok rahat olayları izliyor. Cornu ne dedi, ne demedi hesap soracağına iki taraf da sen onu dedin ben bunu demedim çatışması yaşıyor. Federasyon bizim içimizdeki sıkıntı ne olacak, Göksel de maçlara giremeyecek e böyle olur mu demiyor. Fenerbahçe savunucuları ve düşmanları televizyonlarda birbirini kırıyor ve ratingler patlıyor. Ne için? Boşa harcana enerjiden başka birşey değil. Kim, kiminle, nerede, ne yaptı diye bir oyun oynuyor televizyon yıldızları gerçek yıldızlar üzerinden kazanmak için, kimse bu çene ishali haline gelen duruma son vermiyor.

Ligin marka değeri bu işte... Türkiye'de bu hikaye satmaya devam edecek, çünkü futbol severlikten çok bu tarz hikayelere bayılanlarla, futbolu yerli dizi gibi izleyenlerle, militan ruhlu taraftarlarla dolu ülke. Ama bir de futbolsever var ki kan ağlıyor. Ligde futbol oynanmıyor ligin zirvesindeki takımların maç başına gol ortalaması 1,5 olmuş, maçlarda gol yok, heyecan yok, o heyecansız oyun hafta yedi gün sekiz oynatılıyor olsa ne olur?

O yüzden soruyorum bu lig kaç para eder? Hani bir laf vardı eskilerden öyle cevap verelim kaç para edeceğini: Kaşarın kilosu ne kadar?

1 yorum:

  1. önce bi aziz yıldırımı temizleleyelim,fenerbahçe hegomanyasını her branşta kıralım diğer takımlarla fenerbahçe arasında ki 10 yıllık farkı eritelim bak sen o zaman bu lig ne kadar kaliteli,ne kadar zevkli,derbiler nasıl dünya derbisi,futbolcular nasıl dünya yıldızı oluyor ve tabiki ne kadar temiz bi lig oluyo...!saygılar(mustafa)

    YanıtlaSil