7 Mayıs 2012 Pazartesi

Beyaz Bereler Kadar Temiz Bir 90 Dakika



Dün gece ile ilgili yazacak çok şey var da aslında yukarıdaki dört kare ile de özetlenebilirmiş. Ben Trabzon'daki Fenerbahçe düşmanlığı tiyatrosunu ilk kez izlemiyorum, çokça şahit oldum geçtiğimiz senelerde ama ilk kez bu kadar limitleri zorlayan bir şehir halkı toptan, başka bir şehrin semtine düşman olduğu resmi gördüm. O semt de o şehre düşman oldu artık. Günün özeti budur aslında.

Üçüncü Dünya Savaşı Kadıköy ile Trabzon arasında çıkacak bu gidişle. Yaşanan olayları bir şehrin halkına ya da bir kulübün taraftarına mal etmeye etmeye millet cinnet geçirme noktasına geldi. Nasıl olsa suçlu yok,herşey bireysel bir takım hareketlerden kaynaklanıyor ve şehrimize ya da takımımıza mal edilmiyor, öyle değil mi? Aslında şehir, semt, taraftar, orada yaşayan insanlar hepsi tertemiz, mükemmel insanlar.

Hafta boyunca Trabzonspor Başkanı'nın kaybederlerse dünyanın sonundan daha kötü olacağını söyleyerek bütün bir şehri Fenerbahçe'ye karşı bilemesini izlemiştik. Dün geceye dönersek sahada bu düşmanlık o boyuta geldi ki, Afrikalı futbolcusu daha birkaç hafta önce maç içerisinde barıştığı Emre'ye, o 90 dakikanın bitiminden sonra dolmuş taştığına ve sonunda onun futbolculuk hayatını bitirmeye karar verdiğine şahit olduk. Maç boyunca 4-5 kez kafalarına isabet eden çakmak vs. bilimum sert ve yaralayıcı maddeden dolayı yerlerde acı içinde kıvranan takımın oyuncularına karşı maçın hakeminin ev sahibine çanak tutuşunu ve Fenerbahçeli futbolcuların oyun içerisinde defalarca Colman ve Zokora önderliğinde yedikleri dayağa rağmen maçtan 3-1 galip gelerek ayrıldığını gördük.

Hafta içinde orta sahayı Selçuk-Cristian-Emre üçlüsünden kurarsa ve etkili kanat oyuncuları ile beşli bir set oluşturursa Aykut Kocaman'ın bu savaşı kazanacağından emindim aslında. Nitekim öyle de oldu. Maçla ilgili geriye söylenecek başka da birşey yoktur. Beyaz bereler takıldı, papazın çayırından gelenler linç edilmek istendi.

O papazın çayırından gelen bir grup onur mücadelesi veren genç insan an itibariyle ligde ve kupada finale çıkıyor ve iki kupa için son 180 dakikasına giriyor. İki kupanın da değeri yok aslında, değer verilmesi gereken sadece tıpkı dün akşam gibi kendilerini, şahsiyetlerini, onurlarını ortaya koymuş olmaları. Ve malesef karşı takımdaki meslekdaşlarının tam tersi bir ruh haliyle mücadele etmeleri. Kanuni'nin şimdi kemikleri sızlıyor olsa gerek, çünkü o en uzun süre tahtta kalan padişah olarak iktidarının hiçbir döneminde beyaz bere takmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder