7 Mart 2012 Çarşamba

Sonunu Getiremeyenler Kulübü: Arsenal 3 - AC Milan 0


Bu sezon çokça maç analizine girmiyorum, özel bir nedeni yok. Belki de var, futboldan soğutanlar. Ama dün ki maçla ilgili bir iki satır yazmadan geçmek mümkün değil. Hem de ilk yarısını izleyemememe rağmen.

Neyseki sonradan geniş özetini de izleme imkanım oldu. Arsenal tarih yazmaya o kadar yaklaştı ki 4-0'lık ilk maçın rövanşında daha ilk yarı bittiğinde tabelada 3-0 Arsenal lehine yazıyordu skor. Gecenin performansını Rosicky ortaya koydu. Yıldızının parladığı o şanssız sakatlık öncesi dönemden kesitlerle 90 dakika boyunca sahada bir orkestra şefi gibi yönetti takımını. Attığı gol halı sahalarda dar alanda o küçücük kaleye, tam köşeye gönderilen ince vuruşlardandı. Arsenal özellikle Wallcott ile Milan savunmasının solunu darmadağın etti.

Ama mucize olmadı. İkinci yarının başlarında Gervinho'nun vurduğu ancak Abbiati'nin ters köşeye yatarken bacaklarından dönen top, yine Van Persie'nin önüne düştüğünde eminim ki dünyadaki tüm Arsenal taraftarları gol diye ayağa kalkmıştır. Tıpkı Szczęsny'nin haftasonu Liverpool deplasmanında Kuyt'ın penaltıdan dönen topa vuruşunu da çıkarması gibi Van Persie'nin vuruşunda da Abbiati bir anda kabardı kalesinde ve sihirli bir dokunuş ile bu bölümdeki en önemli gol pozisyonunu engellemiş oldu. O an kale arkası çekimde Milan defansının kireç gibi olan yüzleri ve hep birlikte son umut olarak senkronize bir şekilde ofsayt olması umuduyla ellerini kaldırışları belki de Milan açısından maçın ne kadar korkutucu bir hale dönüştüğünün kanıtıydı.

Olmadı, mucize yine gerçekleşmedi. Çok yakın bir dostumun söylediği gibi "Arsenal'de vizyon var ama bir türlü sonunu getiremiyorlar" sözü yine gerçek oldu. Arsenal 4-0'ın altından kalkacak vizyonu ortaya koydu, performansa dönüştürdü ama nefesi yetmedi. Zaten 70. dakikadan sonra bayağı bir oyundan düştüler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder