22 Kasım 2011 Salı

Süper Lig Genel Görünüm - 11.Hafta

Onbirinci haftanın geride kaldığı Süper Lig'de hala futbol konuşamıyor ve yazamıyor olmanın sancısını yaşıyorum tüm bloggerlar gibi. Geride kalan onbir hafta sonunda Fenerbahçe'nin geçtiğimiz sezona oranla güç kaybettiği, en azından psikolojik olarak, gün gibi ortaya çıkarken, zaman ilerledikçe şike soruşturmasının deformasyonlarını da beraberinde hissetmeye başladık.

Kör topal kazanılan Eskişehirspor maçına damga vuran hiç kuşkusuz bu psikolojik yıpranmışlığın Emre ve Gökhan Gönül arasındaki patlama noktasıydı. Olay tatlıya bağlandı ama ne futbolcular ne de kenar yönetim huzur bulmadı. 17 Kasım'dan sonra iddianame açıklanacak haberleri Demokles'in kılıcı gibi durmaya başladı Fenerbahçeli futbolcuların üzerinde. Birçok Fenerbahçeli gibi bu sezon eleştirilerimizi bir kenara bırakıp takımın mevcut konjönktür içerisindeki başarısına alkış tutsak da artık çok rahat hissediliyor tekerleğin dönmekte zorlandığı.

Bu haftanın bir başka öne çıkan konusu "Maymun" hikayesi de oldukça iyi geçen Beşiktaş - Galatasaray mücadelesine damgasını vurdu. Eboue tam da FIFA Başkanı Sepp Blatter'in futbolda ırkçılık yoktur diye saçmaladığı bir haftada en olmayacak ülkede, en olmayacak taraftar grubu içerisindeki birkaç densiz yüzünden ırkçı bir tacize uğradı. Daha kötüsü vaktiyle bakanlık da yapmış olan bir Trabzonspor Başkanı'nın büyük bir bilnçsizlik ve safiyanelik içerisinde siyahi futbolcusuna "Bizim Yamyam" dediği ülkemizde bunun son derece bilinçli bir şekilde Beşiktaş'ın resmi televizyon kanalından Eboue için seslendiriliyor olması oldu.

Maça bakacak olursak Beşiktaş beklenildiği gibi daha üstün olan ve pozisyona daha çok giren taraf olurken, Galatasaray hala kağıt üzerinde iyi duran diziliş ve onbirin sahada kreatif işler ortaya koyma noktasında sıkıntılarını yaşıyor. En başta iki kanat oyuncusunun mevcut düzen içerisinde Galatasaray'ın hücum gücüne katkı sağlamaktan ve rakip ceza sahası içerisinde etkin olmaktan uzakta oldukları tespitini ortaya koymak gerekiyor. Ne Kazım ne de Riera sezon boyunca performans olarak bir üst çizgiye çıkamayacaklar. Üzerine forvet arkasında takımın hücum gücünü beslemek adına defansif ve/veya geriden oyun kurma özellikleri ile ön plana çıkan Melo ve Selçuk'tan hayal edilen katkı gelmeyince Galatasaray tıkanıyor. Sabri'sizlik ilerleyen haftalarda önemli bir problem. Engin Baytar'a umut bağlamak ise Galatasaray adına umutsuz durumu daha da netleştiriyor.

Trabzonspor'u izleyemedim ancak Şampiyonlar Ligi maçı öncesi takılmaları sürpriz olmadı. Ben sonrasında da puan kaybı bekliyorum. Trabzonspor Avrupa'ya veda ederse ligde daha konsantre ve iyi bir futbol ortaya koyabilir kanaatindeyim. Ancak Avrupa, mill maç derken bu konsantrasyonu ve enerjiyi hala sahaya yansıtamadılar. Burak Yılmaz endeksli gidiyor olmak da bir başka ama çok büyük tehlike. 

İlerleyen haftalarda dört büyükler içerisinden kimin zirve mücadelesinde kalacağı, İBB'nin teknik direktör değişikliğine, Manisaspor'un ve Orduspor'un istikrarlı çizgilerine, Bursaspor'un geçmiş yılları aratan performansına rağmen ne kadar üst sıraları zorlayacakları merak konusu. Ama şimdiden şunu söyleyebilirim ki ilk sekizde bu takımlar olacak diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder