27 Ekim 2011 Perşembe

Hani Asla Yalnız Yürümeyecektik

Kaddafi linç edilince Libya'ya demokrasi geldi mi bilemiyorum ama dünya siyaset sahnesi üzerinden renkli bir kişilik eksildi. Bu yorumu yaparken tüm politik, insani, vicdani düşünce ve duygulardan bağımsız yazıyorum.

Ailenin futbola olan ilgisini zaten oğlu Saadi Kaddafi'den dolayı biliyoruz. Peruggia ile Serie A'da bir maç oynamışlığı ve hatta Libya'nın bağımsız! varlık fonu Lafico'nun da Juventus'un %7,5'lik hissedarlığı bilinen gerçekler. Tarihsel süreçten de kaynaklanan bir İtalyan futboluna ilgi durumu var yani. Ama bir o kadar sanırım baba Kaddafi'nin de futbola ilgi duyuyor olması hatta Premier Lig'in bu ilgi kümesi içerisinde önemli bir yere sahip olması çok fazla bilinen birşey değil.

Genelde bilinen 1979'da Libya'ya giden Everton taraftarı olduğu ya da mavilere sempati duyduğu yönünde olsa da bir başka gerçek Kaddafi'nin ölümünden ve sarayının yağmalanmasından sonra gün ışığına çıktı sanırım. Gizli bir Liverpool hayranı olduğu kırılan dökülen eşyalarının arasında bir Liverpool mugının olmasıyla belgelendi.

Liverpool asla yalnız yürümedi ama Kaddafi Libya'da ölüme yalnız yürüdü. Bütün dünyanın onu terkettiği, Libya halkının onu yalnız bıraktığı ve muhaliflerin ellerinde yapayalnız bir ölüm oldu kaderi. Belki dünya ülkeleri açısından son derece sevimsiz bir liderdi, diktatördü ancak kendi halkı açısından hiç bu kadar nefret edildiğini düşünmedi Kaddafi.

Bu kadar nefreti haketti mi hak etmedi mi tartışmaksızın çok dramatik bir ölüm yürüyüşüne tanık olduk. Geriye bu fotograf karesi kaldı yadigar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder