Son dokuz yılda Turkcell Süper Lig’de Kadıköy’de oynanan dokuzuncu Fenerbahçe-Galatasaray maçından da sarı larcivertli ekip galip ayrıldı. Bu durumun 9 Kasım tarihine gelmesi ayrı bir espri olsa gerek. Üstelik de bu dönemde Galatasaray attığı 4 ve yediği 23 gol ile herhangi bir Anadolu kulübünden daha kötü bir istatistiğe sahip.
Her ne kadar maç öncesi Galatasaray daha iddialı konumda gözükse de, Fenerbahçe’nin bu galibiyetini sadece Kadıköy’ün büyüsüne bağlamak biraz hayalperestlik olur. Pazar akşamı Arogones zorunlu olarak Alex’in yokluğunda alanı daraltan ve rakibe kademeli baskı yapan bir orta saha kurdu. Aurelio Betis’te ama ruhu Kadıköy’de olsa gerek ki, Josico onu aratmayacak kadar etkili bir oyun oynadı. Bu performansla sağlam Josico’nun defansın önünde kesici rolünü iyi bir şekilde üstlenebileceğini ve kaptığı topları doğru bir şekilde karşı atağa çevirebileceğini gördük. Tabi böyle olunca Selçuk rahatladı ve ani çıkışlarla Galatasaray savunmasının üzerine giden sürpriz oyuncu oldu. Maç öncesinde Deivid’in 90 dakika sahada kalabileceğini kimse düşünmüyordu ama aslında tükenmiş olmasına rağmen uzatma dakikalarında yürüye yürüye geçtiği Galatasaray defansının arasında geçtiğimiz yıl attığı gollere nazire yaparcasına bir füze gönderdi De Sanctis’in koruduğu kaleye. Galatasaray açısından düşündürücü olan yediği tüm gollerdeki fahiş defans hataları idi. Gol öncesinde sağdan gelen köşe vuruşuna Selçuk ön direğe doğru koşarak aynı vuruşu yaptı ve Galatasaray defansı topu çizgi üzerinden çıkardı. Hemen ardından soldan yapılan köşe vuruşu ilkinin fotokopisi oldu ama bu sefer ağlarla buluştu. İkinci gol şanssızlıktı ama üçüncü golde Roberto Carlos’un frikiğinde dönen topa beş Fenerbahçe’li hareketlenirken bir tek Galatasaray’lı olmaması, üstelik frikik vuruşunda iki Fenerbahçe’li futbolcunun neredeyse gölge baraj kurarak De Sanctis’in topu görmesine engel olmaları UEFA Kupası’nı almayı hedefleyen bir takım için affedilmez hatalardı.
Yamalı bir takım haline gelen Fenerbahçe gücünü ekonomik kullanması gerekiyordu, nitekim “Dede” yaptığı değişikliklerde Roberto Carlos’un yerine Vederson’u alarak savunmanın soluna yeniden dinamizm getirdi. 3-1’lik skor avantajını bulduğunda Semih’in yerine Emre’yi sokarak rakibin tekrar etkin olma ihtimalini ortadan kaldırdı. Oyunun son bölümünde gücü artık tükenme noktasına gelen Deivid’i de ileri sürerek belki de son golün hazırlayıcısı oldu. Buna karşılık Milan Baros ve Ümit Karan’ı çıkarıp yerlerine Kewell ve Nonda gibi iki oyuncuyu sokabilecek lükse sahip olan Galatasaray Skibbe’den çok Benfica maçıyla birlikte üstüste gelen maç trafiğine yenik düştü.
Klasik bir Kadıköy derbisi idi ve biz bu filmi daha önce de defalarca izlemiştik. Bu sonuç Fenerbahçe’nin nefes alması açısından uzun zamandır arayıp da bulamadığı bir fırsat oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder