Arjantin 'de bir gazeteci "Biz hep tanrının Arjantin'li olduğuna inandık, Maradona'yı gördükten sonra bunun gerçek olduğunu anladık" diyerek Maradona'yı yere göğe sığdıramayan bir söylemde bulunmuştu. Yine bir başka gazeteci ona olan hayranlığını kelimelere dökerken onun Boca'lı olmasına duyduğu kıskançlığı da gizleyemiyordu. Bu gazeteci River Plate taraftarıydı ve bir River Plate taraftarı için Boca hakkında dolaylı da olsa olumlu bir söz duymanız demek dünyanın sonu geldiğine işarettir.
Küçük dev adam artık Arjantin Milli Takımı'nın başında. Onlarca kokain, doping, şike olayıyla dolu çalkantılı bir futbol hayatının ardından Arjantin Milli Takımı'nın başına geçmek ancak Maradona gibi bir futbol tanrısına nasip olabilirdi. Oldu da...
1986 Dünya Kupası'nda gece üçlerde kalkıp G.Kore ve Belçika maçlarını izlediğim bu adamın teknik direktörlük hayatının da çok renkli geçeceğini ama hızlı sona ereceğini düşünüyorum. Tıpkı futbol hayatı gibi. Tabi futbol hayatı kısa sürmese de, bugün baktığımda onunla ilgili hatırladığım herşey bir film şeridi gibi akıp gidiyor.
Belki de ona olan hayranlığımızın temelinde taraftarla birlikte içiçe tezahurat yapacak kadar bize yakın, ben diğerleri gibi smokinle FIFA toplantılarına katılacak bir adam değilim dediği kadar isyankar, ABD'yi yerden yere vuracak açıklamalar yapacak kadar cesur olması hepimizin ona olan sevgisini katlayarak artıran.
Arjantin Milli Takımı'nın başında ne yapar bilemem ama benim hatıralarımda bu adamla ilgili ilk aklıma gelen resim yazımın başında duruyor. Öyle de kalacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder