18 Eylül 2009 Cuma

Düşler Aleminde Kabus Gördük


Neresinden başlanır bilemiyorum elle tutulur bir oyun olmayınca "Düşler Aleminde" sanal bir kahramının geceyi kabusa çeviren performansı demek hiç de sarkastik bir yaklaşım olmasa gerek.

Rakip çok hızlı kontraya çıkan ve iyi kapanan bir ekip, bana tıpkı Manisaspor karşılaşmasının bir kopyası gibi geldi Twente maçı. Hiçbir şekilde yan toplarla açma imkanı bulamadı Fenerbahçe ama zaten kanatlardan da etkili gelemedi. Özellikle Douglas veKuiper tüm hava toplarını aynen geri iade ettiler. Dönen topların ribauntlarını yakaladıkça da bir deplasman maçı için yeterli düzeyin üzerinde fırsat yakaladılar. Ruiz'in performansı kötüydü ama 34'lük N'kofu affetmedi.

Gelelim Fenerbahçe'ye. 45 ile 60. dakikalar arasında yakalan tempo dışında geriye kalan 75 dakikada ne tempo yapabildi ne de birşey üretebildi Sarı Kanaryalar. Kendini tekrar eden yazılardan sıkıldım artık ama Güiza'nın meziyetleri bu sistemde aksarken, dişlileri ancak Semih oyunda olduğunda çevirebiliyor Fenerbahçe. Nedeni çok basit: Alex 4-4-1-1 düzeninde orta sahanın önünde forvet ile devamlı bir pas alışverişine ihtiyaç duyuyor. Yapısı gereği orta sahada blok halinde gelmekten öte uzun toplarla çıkmayı deniyor ve genelde çoğalamıyor. Bu durumda ileri uçtaki adamınızın topu alıp veren, indirip basan, sağa ve sola deplase olan adamlara pas dağıtan bir santrafor olması kaçınılmaz. Bu sistem iki oyuncu ile işledi, ikisi de yukarıda saydığım temel işlevleri hakkıyla yerine getiren adamlardı, Pierre Van Hoijdoonk ve Semih.

Santos'un gün geçtikçe düşen ya da yükselmeyen temposuna bugüne kadar hep savunduğum Roberto Carlos'un süper emekli moduna geçmesi eklenince sol kanadı hiç işleyemez hale geldi. Sağ kanatta ise meziyetleri ile futbol zekası arasında bir uçurum olan Kazım'ın başlamadan bitirdiği ataklar takımın akordunu iyice bozdu. Alex bu sol-sağ kanat ve ileri uçtaki İspanyol'un arasındaki üçgende en verimsiz oyunlarından birini çıkardı malesef. Geriye kalanlar için ben oyumu vasatın üzerindeydiler olarak kullanıyorum.

Maçın hakkı diye bir şey varsa Twente hakeden taraftı. Mehmet Topuz'un harika golünün bu durumu engellememesi Fenerbahçe için bir şanstır. Manisa maçında su kaynatan takımın bir yerde duvara toslaması gerekiyordu. Tosladığı yer Avrupa Ligi'nin ilk maçı oldu.

Daum'un rotasyonu genişletip ilk onbirde sıkı sıkıya bağlandığı bazı isimleri kızağa çekme zamanı geldi de geçiyor bile. Biran önce Mehmet Topuz'un sağ kanada çekilmesi ve sol kanatta da Uğur Boral'lı ya da Wederson'lu alternatif çözüm üretilmesi şart artık. Ya da rotasyona Özer'i de katacak bir oyun düzeni. Kulübeye ve sahadaki onbire ancak futbol oynadıkları sürece o takımda yerlerinin olduğunun net ifadesi olacaktır bu çözümler.

Düşler aleminden bir kabusla takımın uyanmış olmasını ümit etmekten başka şansı yok Fenerbahçeli taraftarların.Hoş onlar 90 dakika içerisinde çoktan uyanmışlar ve ortaya konan futbolu ıslıklayarak işareti vermiş oldular. Anlayana...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder