18 Şubat 2010 Perşembe

Fener'in Önü Arkası Defolu


Normalde 2-1 deplasman mağlubiyeti tur için iyi bir sonuç olarak gözükebilir ancak maçın geneline baktığımızda Fenerbahçe duvarına çarpıp çarpıp geri dönen bir Lille'in bu maçta 2 gol bulması ancak çok ciddi kişisel hatalarla olabilirdi.


Nitekim ilk golde ben Volkan'ın ayakları ile rahatlıkla çıkaracağı topta yere yatmasını bir kalecilik hatası olarak yorumluyorum. İkinci golde ise bir Deniz klasiği yaşandı, olmayan bir pozisyon Deniz'in felaket asisti ile Fenerbahçe kalesinde gole dönüştü. Vederson'un 100 kere vursa bir kere gol olacak muhteşem şutu da rakip ağlara takıldı kabul ama gecenin bir başka çıldırtanı Güiza'nın Alex'in paslarını akıl almaz şekilde harcayışını da bir kenara koymak lazım.


Lille fare doğurdu, tempolu ve hızlı oynadılar ama karşılarında da oldukça sert ve tempolu bir Fenerbahçe buldular. 2-1'lik skorun avantaj olmaması da burada yatıyor. Kadıköy'de hızlı ayakları ile daha fazla açık alan bulup kontra toplarla skoru kendi avantajlarına dönüştürme ihtimalleri çok yüksek.


Gerçi özellikle ikinci yarıda golü bulup öne geçtikten sonra bu tip açık alanlar yakalayıp oldukça saçmaladılar ama bu her zaman böyle olacak anlamına gelmiyor. Hele ki defans kurgusunda Lugano'nun maçın başlarında sakatlanıp çıkması sonucu ikinci maç için oynayıp oynamayacağı hakkında bir bilgi sahibi olamamamız gol yemeden maçı bitirebileceği inancını vermiyor bana Fenerbahçe'nin.


Temelde bu yenilgiyi şöyle özetleyebiliriz: Bir takımın en gerisi ve en ileri uç noktası defolu olunca yenilgi de kaçınılmaz oluyor. Oysa Daum'un elinde Semih denen bir adam var. Ve bir Lugano olmasa da Deniz'den kat be kat fazlası olan bir Önder. Hatta bir Bekir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder