14 Kasım 2009 Cumartesi

Ankaragücü'nün Bahçesini Temizlemek


Sinek küçükse mide bulandırır da sinek artık kocaman olmuştur. Futbolda işin içerisine giren o kocaman sinek futbolseverde mide falan bırakmamış direk istifra etme noktasına getirmiştir.

Ankaragücü AnkaraGökçekspor olması ile ligin en sevimsiz takımı haline geldi. Dünya futbolunda ev sevilmeyen takımlar sıralaması yapsanız ilk beşe City, A.C Milan, Real Madrid, Chelsea kesin girer. Çünkü bazılarında devlet, bazılarında işadamlarının hakimiyeti olsa da özünde bu sevimsizliğin nedeni iktidarla ya da parayla herşeyi satın alabilme zihniyetinin kulüp takımına yansıması vardır. Türkiye'de de bu durum en çok AnkaraGökçekspor için geçerli.

Futbol kitlelerin beynini uyuşturmak için bir araç haline geldikçe güzelliklerinden uzaklaşan bir rejim enstrümanına dönüşür. Eski D.Almanya, SSCB, Franco'nun İspanya'sı, 40'lı yıllara kadar İtalya, 78'i kazanan Arjantin...

Bunun farkında olamayan zihniyet Ankaragücü'nü bir şekilde ele geçirip AnkaraGökçekspor'a dönüştürmüştür ama bu da esas konunun yanında önemli değil. Önemli olan bir kulübü bakkal dükkanı gibi yönetmeye soyunmaktır. Sözleşmeli oyuncularını mağdur eden, teknik adamını yemek için her türlü psikolojik baskı unsurunu kullanan, bir başka kulübün içini boşaltarak sahibi olduğu kulübü futbolcu çöplüğü haline dönüştüren bir anlayışın, kulübün tüm mali ve idari işleri için çizgili bir harita metod defterden öte birşey kullanamayan bir profesyonelliğe sahip olduğu kanaatindeyim. Konuyu siyaseten değil, bir spor yöneticiliği çerçevesinde ele almak gerekir. Şık elbiseler giyebilirsiniz, şık arabalara binebilirsiniz, şık laptoplar da kullanabilirsiniz ama zihniyet harita metod olduktan sonra yaptığınız bir bakkalı yönetmekten öteye gidemez.?

Hikmet Karaman sahip olduğu sözleşme ile sımsıkı dikilmektedir şu an ki yönetimin karşısına. Bazı futbolcular da dikilecektir aynı şekilde. Peki futbol dünyasının geri kalanı ne işe yarar? Bu çirkinliğe alet olmak, köşeden birkaç kalem sallamak mıdır yaşanan çirkinliklere karşı durmak. TFF içerisinde hangi basiretli yönetici Ankaraspor harcanırken AnkaraGökçekspor'a dokunabilmiştir.

Futbolumuz hızla yıllar öncesine doğru ilerlemektedir. Kümede kalması için siyasetin devreye girdiği ve ligin son haftalarının adeta şike komisyonunca organize edilmiş bir tiyatro sahnesine döndüğü, bavullarla paraların elden ele dolaştığı kara günlere. Lucescu'yu seviyorum. Çavuşesku döneminin Romanya'sı da iğrençti ancak o giderken ligimizin ve futbolumuzun kirliliğine haklı veya haksız nedenlere dayanarak işaret ederken doğrulara dikkat çekmek istemişti.

Bu sezon TSL'den o kadar soğudum ki tek bir maç izleyesim gelmiyor. Oturup da tek bir futbol programına bakamıyorum son haftalarda. Rijkaard'ın B planı, Daum'un Özer'i oynatıp oynatmaması, Güiza'nın kalitesi, Fatih Terim'in istifası, Milli Takımı'n nereye koştuğu hepsi futbol oyununun konularıdır doğru. ama bugün Türk futbolunun içine öyle dinamitler konmuştur ki 4-5 yıllık bir programla Milli Takımı tekrar yukarılara taşıyabilecekken Türk futbolundan bu kirliliği söküp atmak için 100 yıl harcamak gerekir. 100 yıllık bir camianın geriye dönüp baktığında geldiği noktayı görmekse kimin utancıdır bilemiyorum.

AnkaraGökçekspor tek örnek değildir Türk futbolunda belki ama en çarpıcı örnektir. Türk futbolunun arka bahçesindeki en büyük yaradır şu anki görüntüsüyle.

Bugün okudum Ankaragücü'nün logosu değişecekmiş. Değişmelidir, ismi de değişmelidir. Eğer Ankaragücü'nü gerçekten seven bir kitle varsa o kitle bu cerahatten arınmak için kulübün logosu ve ismi değiştikten sonra kolları sıvayıp Ankaragücü'nü tekrar kurarak amatör kümeden başlamalıdır işe. Hatta belki önüne sembolik de olsa MKE'yi alarak. O zaman Ankaragücü tarihin sayfalarında tertemiz bir yüzle ve geçmişle yerini alabilir.

Gerisi hikayedir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder