10 Kasım 2009 Salı

Dostlar Alışverişte Görsünler




Hep sevmişimdir yabancıların ülkemizde de tıpkı evlerinde imiş gibi rahat hareket etmelerini. Birgün Türk teknik adamın da çıkıp sevgilisiyle, eşiyle rahat rahat, elele dolaştığını görürsek şehrin göbeğinde işte o zaman futbol kamuoyunun bunaltıcı baskısı ortadan kalkmış demektir.

Bizim insanımız bu görüntüleri vermez çünkü futbol kamuoyu acaip bir baskı kurmuştur üzerinde. Futbolcu da, teknik adam da, başkan da vermez bu görüntüleri, bilir ki bir gün aleyhine kullanırlar. Serdar Bilgili'nin adı bu yüzden çıkmıştır dokuza inmez sekize. Mesela basketbol çok öyle değildir, ben defalarca Oktay Mahmudi'yi sevgilisiyle görmüşümdür. Keza Ender'i de bizim oralarda oturduğu için sıkça görüyorum.

Ama iş futbol olunca değişiyor. Kültür ile de ilgisi yok, olay tamamen baskıdan. Yabancı futbolcu maç çıkışı sarılıyor eşine, ulu orta öpebiliyor. Appiah zamanında Nişantaşı'ndan çıkmazdı sevgilisiyle, Milan Baros da sık sık gözükür bu civarlarda. Ama Türk oldun mu olmuyor işte. Yan masadan bir taraftar bağırabiliyor hemen: "Oğlum az ye de futbol oyna", ya da "hocam hanımefendi ile maç kadrosunu mu konuşuyorsun" diye.

Biz rahmetli Federasyon Başkanı Hasan Doğan'ı belki de en çok bu yüzden sevdik. Samimiyeti ve doğallığından dolayı. Türk Milli Takımı'nın Euro 2008'de attığı golden sonra Cumhurbaşkanı'nı bile görmeden eşine sımsıkı sarılması yüzünden milyonların gözü önünde.

Futbol kamuoyunun biraz rahatlamaya ihtiyacı var aslında. Artık maç öncesi kamp dönemleri, eşle ilişkiye girmeme, kaça kadar dışarıdaydın seni şurada görmüşler olayları çok geride kaldı.

Öyle olmasa bugün dünya futbolunun önde gelen ülkeleri İngiltere, Almanya, İspanya vs. olmaz Irak, İran, Suudi Arabistan başı çekerdi herhalde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder