Oğuz Sarvan'ın göreve geldiği tarih olan Şubat 2008 tarihinden bugüne kadar Bülent Demirlek, Vedat Yüksel, İsmet Arzuman, Cem Deda, Çetin Sarıgül, Cemil Şensöz ve Zafer Önder İpek'e maç verilmemekte. Aynı şekilde Hakan Sivriselvi de bir süre görev aldıktan sonra kesik yedi ve o da bir sene civarında bir süredir maçlara verilmiyor.
Hepimiz İsmet Arzuman ve Çetin Sarıgül'ün hakemliği bıraktığını biliyoruz. Keza Zafer Önder İpek ve Cemil Şenöz de. Geriye kalan isimler içinse durum karışık. Cem Deda katılması gereken antreman ve koşulara katılmaması nedeniyle klasman düşürüldü. Üstelik geriye kalan bu dört hakem hiçbir seminere, toplantıya çağırılmıyorlar. Federasyondan bu konuda yapılan tek açıklama artık bu hakemlere görev verilmeyeceği yönünde oldu.İşin ilginç yanı Cem Deda dışında diğer üç hakemimiz halen Süper Lig hakem kadrosunda yeralıyorlar. Özellikle Bülent Demirlek ve Vedat Yüksel de isyan bayrağını açtılar. Sordukları soru şu: "Biz maç mı sattık, para mı yedik? Neden bize maç verilmediğini açıklayın".
İsmi geçen halemler içerisinde ben bir tek Cem Deda'yı beğenirim. Maçlarda almış olduğu her türlü yanlış kararar rağmen onun gelecek vaadeden bir isim olduğunu düşünüyordum. Diğer isimler içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sahada aldıkları kararlara ve maç yönetimlerine güven duymam, duyamadım da...
Ama herşeye rağmen bu olup bitenler karşısında bu insanların zan altında bırakılması hoşuma gitmiyor. Federasyonun ve MHK'nın yapacağı çok basit bir açıklama var aslında. Neden maç verilmediğini basına açıklamak. Ondan sonra eğer yüz kızartıcı bir durum varsa eteklerdeki taşlar dökülür ve gerekirse hukuki boyutta konu tartışılır. Şu anda Demirlek ve Yüksel hukuki boyutta da mücadele veriyorlar ancak zan altında kalarak.
Son hakem seminerinde yaşanan olaylara değinmeyeceğim bile. Sadece bu olayların artık can sıkıcı bir hale geldiğini herkesin görmesi gerekiyor. Bu yazıyı yazmamın nedeni bir kurumu kötülemek de değil. Ben bir tek Haluk Ulusoy Federasyonu'nu benimsemedim onun dışında her federasyonun işini samimiyetle yapmaya çalıştığına inanırım. Ama her konuda samimi ve şeffaf olabilmeleri gerekiyor. Hiç kimseyi zan altında bırakma hakkına kimse sahip değil.
Hepimiz İsmet Arzuman ve Çetin Sarıgül'ün hakemliği bıraktığını biliyoruz. Keza Zafer Önder İpek ve Cemil Şenöz de. Geriye kalan isimler içinse durum karışık. Cem Deda katılması gereken antreman ve koşulara katılmaması nedeniyle klasman düşürüldü. Üstelik geriye kalan bu dört hakem hiçbir seminere, toplantıya çağırılmıyorlar. Federasyondan bu konuda yapılan tek açıklama artık bu hakemlere görev verilmeyeceği yönünde oldu.İşin ilginç yanı Cem Deda dışında diğer üç hakemimiz halen Süper Lig hakem kadrosunda yeralıyorlar. Özellikle Bülent Demirlek ve Vedat Yüksel de isyan bayrağını açtılar. Sordukları soru şu: "Biz maç mı sattık, para mı yedik? Neden bize maç verilmediğini açıklayın".
İsmi geçen halemler içerisinde ben bir tek Cem Deda'yı beğenirim. Maçlarda almış olduğu her türlü yanlış kararar rağmen onun gelecek vaadeden bir isim olduğunu düşünüyordum. Diğer isimler içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sahada aldıkları kararlara ve maç yönetimlerine güven duymam, duyamadım da...
Ama herşeye rağmen bu olup bitenler karşısında bu insanların zan altında bırakılması hoşuma gitmiyor. Federasyonun ve MHK'nın yapacağı çok basit bir açıklama var aslında. Neden maç verilmediğini basına açıklamak. Ondan sonra eğer yüz kızartıcı bir durum varsa eteklerdeki taşlar dökülür ve gerekirse hukuki boyutta konu tartışılır. Şu anda Demirlek ve Yüksel hukuki boyutta da mücadele veriyorlar ancak zan altında kalarak.
Son hakem seminerinde yaşanan olaylara değinmeyeceğim bile. Sadece bu olayların artık can sıkıcı bir hale geldiğini herkesin görmesi gerekiyor. Bu yazıyı yazmamın nedeni bir kurumu kötülemek de değil. Ben bir tek Haluk Ulusoy Federasyonu'nu benimsemedim onun dışında her federasyonun işini samimiyetle yapmaya çalıştığına inanırım. Ama her konuda samimi ve şeffaf olabilmeleri gerekiyor. Hiç kimseyi zan altında bırakma hakkına kimse sahip değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder