18 Ekim 2011 Salı

Süper Lig Genel Görünüm

Ligin altıncı haftası geride kalırken büyüklerden üçü de zirveye yaklaştı bu hafta itibariyle. Beşiktaş haricinde diğer üç büyüğün kazanmasıyla ilk dört sıra içerisinde zirve mücadelesi bu hafta itibariyle kızışacak gibi duruyor.

Bu hafta zorluk derecesi en yüksek maçlardan birini daha kayıpsız geçen Fenerbahçe kuşkusuz sahadaki perromansına bakınca en karlı takım. Gaziantep maçı dışında biraz kör topal ilerleyen ama oturttuğu sistemin arkasına yaslanan bir takım var. Önemli eksiklerle çıkılan Mersin İdmanyurdu maçında daha da ne t anlaşıldı ki bu takımın oyuna hükmetmesi eksik kadrosuyla mümkün değil. Aykut Kocaman'ın da böyle bir niyeti yok. Ama takımın kazandığı en önemli özellik çok hızlı hücuma çıkıyor olması. Bu özellik sayesinde kapılan her top birkaç pasta gol pozisyonuna dönüşebiliyor. Özellikle ikinci yarıda iyice geriye yaslanıp kazanılan her top Stoch'un etkili hücumlarıyla pozisyon yarattı. Ancak Stoch'un haftalardır neden yedek oturduğunu da bu maçla anlamış olduk. Topla bu kadar etkin kaleye gidebilen bir futbolcunun gol vuruşu konusunda bu kadar ciddi eksikleri olması önemli bir dezavantaj. Hatta maç içerisnde tüm takımın moral motivasyonunu kıracak derecede bir dezavantaj. Fenerbahçe'nin skor üretebilme konusunda çözüm bulması şart aksi halde pozisyon kaçırma rekoru kıracaklar.

Galatasaray'da ise durum tam tersi. Oyuna hükmeden taraf Galatasaray ancak rakip ceza sahası içerisinde yaratıcı olma sıkıntısı büyük problem. Herkes golcü sorunundan bahsediyor ancak Elmander ve Baros aslında Galatasaray'da golcü sorunu yaşatmıyorlar. Problem Arda'nın gidişi sonrası hücum bölgesine yakın pozisyonda kreatif ayakların eksikliği. İki kanatta bu anlamda yeterli değil. Kazım da Riera da ya da kim oynarsa oynasın kaleye yaklaşan bir hücum stiline sahip değiller. Ortadan da delici olamayınca ortaya sahada göz dolduran ama pozsiyon üretemeyen bir takım çıkıyor.

Trabzonspor için de Galatasaray ile benzeşen sıkıntılar var. Ben Trabzonspor'un bir maçı üç gol atarak tamamlayacağı maçın bir elin beş parmağını geçeceğini düşünmüyorum. Ancak yerleşik defans anlayışı Trabzonspor'u güçlü kılıyor. Hem de Ankaragücü'nden 2 gol yemiş olmalarına rağmen. Temel problem takımın bütün gol yükünü Burak'ın sırtlaması. Burak Yılmaz çok aşama gösterdi ancak tek başına bu performans Trabzonspor'u ne kadar taşır kestirmek güç.

Beşiktaş için fazla yazacak birşey yok. Bu noktada geçen sezonun üzerine eklenmiş bir tek artı yok. Geçen sezon ki performansları da ortada. Genel resim Beşiktaş'ın diğerlerine göre biraz daha erken ligden kopacağı yönünde. Sahadaki yıldızların başta Guti ve Quaresma olmak üzere üretkenliği çok zayıf. Üzerine bir de çok ciddi golcü sıkıntısı yaşayan bir takımdan bahsediyoruz. Almeida'nın yokluğunda kim gol atacak sorusunun cevabı yok. Simao bal yapmayan arı, Fernanades'in ise performansı istikrarsız. Bu kadar alternatifli bir kadronun istikrar yakalayamaması ise sanırım yönetimsel bir sorun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder