8 Eylül 2011 Perşembe

Savunma Kadar Şutuna da Güven

Savunma takımıyız diye diye artık hücum yapmayı unutan bir takım olup çıkıverdik Litvanya'da. Bu takımın savunma ile ilgili hiçbir problemi olmadığını artık sokakta basket oynayan 10 yaşındaki çocuklar bile biliyor. Ama hücum konusunda felaket bir turnuva geçiriyoruz.

Sadece hücum performansı üzerine değerlendirdiğimizde Hidayet ortalama bir performans ile idare ediyor, daha iyisini zaten Milli Takım'da da NBA'de de çok fazla yapmadı. Ersan Dünya Kupası' performansının çok gerisinde. Kerem tam bir felaket, Ender ara sıra patlıyor onun etkisiyle takıma da hareket geliyor ama ona biçilen ikinci guard rolünün etkisiyle ya da kendi kontrolünü sağlayamadığından bir türlü oyununu maçın geneline yayamıyor. Ömer Onan da şut performansıyla vasat. Geriye kalanlar içerisinde Ömer Aşık hücumda beklenen performansı koyuyor, Enes zaman zaman ona kendisinden beklenmeyecek ölçüde yardımcı oluyor, Emir ise beklenen performansı veriyor.

Böyle olunca esas başrol oyuncularından hücumda gelen yetersiz katkı maç kazanmak konusunda ciddi sorun oluyor. Müthiş bir güven kaybı var şut konusunda. Emir bile iki kez boş şutu bulmasına rağmen atmayıp içeri yüklenmeyi tercih etti Fransa maçında. Ersan bomboş bir şut buldu ama bombayı daha zor pozisyondaki Hidayet'e attı. Maçın içinde artık çok net hissediliyor herkesin yavaş yavaş şut atmaktan kaçtığı. İyi de bu oyun basket atmadan kazanılamıyor ki malesef.

Eğer Fransa karşısında şu alan savunması denen mereti sadece bir periyotta değil, biraz daha uzun yapsak kazanacağız o da ayrı. Zira en az bizim kadar berbat bir dış atış performansları var. Ama onu da yapmıyoruz, 15 sayı farka gelince de alan savunmasına dönmek takımı ancak maçın son topun da kazanma fırsatına kadar yaklaştırabiliyor. Üçüncü periyotta oyunu kontrol edip, alanı savunabilseydik eminim ki vurup geçebilirdik. Çünkü Fransa bu dış atış performansı yüzünden ilerleyen turlarda çok kötü bir tokat yiyecek buna eminim.

Kaybedilmiş hiçbir şey yok. Sadece bir galibiyet bile alarak buradan çıkma ihtimalimiz var. Fransa'dan biraz daha iyi dış atışı olan (o da Nowitzki sayesinde) ve çok daha az atlet olan Almanya'yı devirmemiz gerekiyor. Olmadı sadece Sırbistan'ı yensek bile gidebiliriz. O Sırbistan turnuvada en çok çekindiğim takım olmasına rağmen zaman zaman çok dağılabiliyorlar ve felaket bir savunma anlayışları var turnuva genelinde.

Yeter ki şutumuzu hatırlayalım, güvenelim başka hiçbir sorun yok. Az buçuk lisanslı olarak eli basket topuna değmiş biri olarak çok iyi biliyorum ki şuta kalktığında kafanda en ufak bir soru işareti varsa o topun girme ihtimali yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder