6 Eylül 2011 Salı

Geri Döndüler

Artık herkes biliyor ki buı takımın saha içi liderleri başta Hidayet, ardından Kerem Tunçeri ve Ömer Onan. Alt yapılarda başlayan arkadaşlık bugün Milli Takım'ın ağabeyleri rolüne kadar sürükledi bu üçlüyü. Nitekim bu üçlünün ağabeylikleri ile Dünya Şampiyonası'nda ikinci oldu Milli Takımımız.

Litvanya'da ise grup maçlarında Polonya maçında bu üçlünün saha içerisinde ağırlıklarını hissettirememiş olması, Enes'in ve Ersan'ın nefis oyunlarına rağmen kabus dolu bir 24 saat geçirmemize neden oldu. Dün bir arkadaşımla konuşuyorduk. Basketbol öyle bir oyun ki takımın ağabeyi dediğin adamlar sahada kendilerini yerden yere atmadan, mücadele etmeden oynadıklarında takımın geri kalanının bu mücadeleyi göstermesi pek mümkün olmuyor. Ne zaman ki takımdaki daha tecrübesiz, genç isimler Ömer'i yerden yere atlarken, Hidayet'i korkusuzca drive edip zor bir sayıyı yaparken görüyorlar, ne zaman ki Kerem Tunçeri direksiyonu ele alıyor, o zaman takımın tüm çarkları işlemeye başlıyor.

Dün gece İspanya maçında ilk üç periyod için de savunma tarafında bu mücadele ortaya konulunca, zaman zaman 7-8 sayı geri düştüğümüz oyundan kopmamayı başardık. Aslında esas kırılma noktası bu 7-8 sayı geriye düşülen süreçlerde yaşandı maç boyunca da. Zira her an fark büyüyebilir ve geri dönülemez bir hal alabilirdi ama takımın direnci buna engel oldu ve takımı geri getirdi.

Son periyod ise sadece 2 sayı yiyerek ve 16-2 gibi bir üstünlük ile mucizeye imza attı takımımız. Çok özel performanslar vardı tabi ki ben Ömer Aşık'ı burada ilk sıraya koyuyorum. Rakibin üç uzunu, kardeş Gasol, Ibaka ve Reyes karşısında tek başına pota altını domine etti. Emir'in sayısal katkıları da yadsınamaz. Maça sürekli bağlı kalmamızı özellikle üçüncü çeyrekteki sayılarıyla yardım etti Emir. Maç 57-57'ye geldiğinde ise devreye takımın abileri Ömer Onan ve Hidayet Türkoğlu girdi. Topun el yaktığı anlarda ardı ardına gelen iki üçlük maçın son 31 saniyesinde artık kazandığımızı söylüyordu. Kerem dün de iyi performans veremedi ancak onun vasat görüntüsüne Ender'in özellikle son çeyrekte takımı çok iyi yöneten performansı eklenince dişililer işledi.

Geri döndüler sonuçta. Çok daha zorlu bir üç maç var karşımızda ve bu tur sonunda grupta ilk dörtte yeralmayı garantilemek için ikisini almamız şart. Herşeye rağmen Ölüm Grubu denilen bu gruptan çıkmak demek büyük ölüçüde madalya anlamına geliyor. Zaten buradan çıkan ilk dört turnuvanın yarı finaline de çıkacak gibi gözüküyor. Bu noktada buradan çıkamamak da çıkmak da sürpriz değil artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder