19 Temmuz 2010 Pazartesi

Pino Geldi, Ağzımın Tadı Kaçtı

Eskişehir'de yaşayanlar bilir, benim üniversiteye kadar ki yıllarım geçti. Pino diye bir hamburgerci var, benim zamanımda kral hamburgerler yapardı. Hala da Eskişehir'e gidince orada hamburger yerim eski tadı olmasa da. Sanırım o zaman ki formülünü biraz değiştirmişler ya da bilmiyorum işte.

Pino transferi aklıma Eskişehir'deki Pino'yu getirdi. Monaco'da sürekli onbirde yer bulamayan bir Pino'ya gerek var mıydı? Ya da Brezilya Milli Takımı'nda aynı kanatta oynayan Elano'nun artık Galatasaray'da da o bölgede oynaması doğru olmaz mıydı?

Rijkaard'ın kafasında ne var bilmiyorum ama birkaç hafta önce taşlar yerine oturuyor diye Galatasaray için yazdığım yazıda Elano için ayırdığım sağ kanadın dolması ben de işin tadını kaçırdı. Pino belki de mükemmel bir sezon geçirecek ama Elano yine verimsiz olacak kanaatindeyim artık.

Ve Pino'nun gelmesiyle Galatasaray'ın da o iki hafta önceki tadı kalmadı bende. Galatasaray'ın formülü değişti.

1 yorum:

  1. Nasıl bir sistem düşündünüz bilmiyorum ama 4-3-3 kanatları benim bildiğim kadarı ile hızlı oyuncular için idealdir eğer elano kanat oynicaksa arda kanat oynicaksa GS 4-3-3 oynamanın bir anlamı yok.Eğer arda yı kanat olarak düşünmüyorsanız ende ardanın ortada veriminin düşüceğini düşünüyorum ve elanodan daha önemli ardanın verimi elano düzen üzerine oynar arda düzen kuran bir oyuncu tipi.Her neyse bana kalırsa en iyisi elanonun sağ iç oynamsı yani ortadaki üçlüde hem orta sahada hem kanat varyasyonuna destek veren bi oyuncu olması lazım tabi bunun içinde sol içe elano kadar iyi pas ve atak yapabilen ama elanodan daha fazla defans yapabilen bi oyuncu gerek velasın bir tek cana taşımaz geçen sene ki gibi çöker ortasaha böyle olmaz ise.

    YanıtlaSil