5 Kasım 2011 Cumartesi

Sivas Fenerbahçe İçin Çok Soğuk

Aralık ayının ikinci yarısında 2010 yılının son günlerinde bir Sivasspor maçıyla başlayan Fenerbahçe'nin yenilmezlik hikayesi kaderin garip bir cilvesi sonucu yine bir Sivasspor maçı ile sona ererken aynı zamanda sahada bir önceki hafta 85 dakika 10 kişi müthiş bir performans ortaya koyan Fenerbahçe'nin fiziksel ve mental çöküşünü izledik.

Böyle bir düşüş yaşaması normaldi takımın zira futbolcular ne psikolojik olarak sağlıklı bir dönem yaşıyorlar ne de yorgunluğun etkisiyle fiziksel anlamda yükü kaldırabilecek düzeydeler. Baz alınması gereken bir maç değil Sivasspor maçı. Sivaspor'un yükselen formu, Eneramo, Grosicki gibi etkili bir ofans hattı tabi ki yadsınamaz ama Fenerbahçe'nin hangi şartlarda bu maça çıktığının altını çizmeden de sarı larcivertli ekibi eleştirmek haksızlık olur.

Bu maçtan en çok Aykut Hoca'ya ders çıkıyor olsa gerek. Birinci ders Alex yoksa yeni bir Alex yaratamazsınız. O zaman dizilişte farklı düşünmek alternatif olabilir bu tip maçlar için. Ne kadar formsuz gözükürse gözüksün Semih ile forveti ikilemek gerekir, belki 4-4-2 dizilişi ile sahaya yayılmak daha derli toplu bir görüntüyü de beraberinde getirebilir. İkinci ders bana göre Sezer'in bu takımın oyuncusu olmadığı gerçeği. Bunu gözlemleyebilecek kadar Sezer bu sezon forma aldı mı sorusuna cevabım Arsene Wenger'in iyi futbolcu tanımını yaparak mümkün olur. Yetenek, oyun zekası ve motivasyondan biri eksik olursa asla büyük futbolcu olamazsınız demiş ünlü teknik adam. Sezer'de bana göre oyun zekası yeterli düzeyde değil. Yine bana göre zaten iyi futbolcu gümbür gümbür gelir ve kadroda yerini alır. Bakınız Tuncay, bakınız Gökhan Gönül, bakınız Arda Turan... Hepsi hiç itiraza yer bırakmayacak performanslarla başlamadılar mı büyük kulüp kariyerlerine?

Tüm bunlara Fenerbaçe'nin ilk golü bariz ofsayttan yemesi ve Reto Ziegler gibi şu an Türkiye'deki en iyi sol savunma oyuncusunun maç içerisinde geçirdiği erken sakatlık sonucu oyundan alınması, sahanın berbat durumda olması gibi etkenleri de eklediğinizde yenilgiyi daha bir makul karşılayabilirsiniz. Ve bu da potansiyel performansı sergilemenizi engeller. Sahada yeralan oyuncular içerisinde bir küçük eleştirim Volkan'a aslında. Kimse yediği gollerden dolayı Volkan'ı suçlayamaz. Ancak benim tanıdığım Volkan da özellikle Enaramo'nun bu kadar açısı dar olduğu bir pozisyonda bacak arasından topu içeri almaz.

Bir sürü olumsuz etkenin biraraya geldiği bir gecede 27 maçlık serinin bitmesi Fenerbahçe açısından sihrin, taraftar açısından da hikayenin sona ermesi gibi gözükebilir ancak bir taraftandan galibiyet serisini bozmama baskısının takım üzerinden kalkması takımı daha da iyiye götürebilir. Zaten takımın üzerinde fazlasıyla baskı var. Daha fazlasına gerek yok.

1 yorum:

  1. benim en çok korktuğum bu takımın yenilmesi değil gardının düşmesidir,yenilgi kaçınılmaz sonuç,elbet bi gün olacaktı zaten ama bana sorarsan en hayırlı zamana denk geldi çünkü önümüzde bi milli maç arası var ve takım hem fizik hem mental açıdan geride bıraktığı serinin yorgunluklarını atıp daha yenilenmiş olarak dönecektir eğer sık maç oynanan bi dönemde yenilgi gelseydi belkide gardımız düşecek bu seferde seri yenilgiler ve puan kayıpları yaşayacaktık çünkü takımımızın hala bi kırılgan yapısı var malesef...!saygılar(mustafa)

    YanıtlaSil