25 Ekim 2010 Pazartesi

Çifte Şans

Uzun zamandır ayağım gitmiyordu Kadıköy'e ama maçın adı derbi olunca düştük yollara. Beklenti yüksekti Fenerbahçe taraftarları açısından, bunun stadyum önünde köfte ekmeklerimizi götürürken hissedebiliyordum. Ama beklentilerin aksine benim aklıda bahislerde Galatasaray adına çifte şans için verilen 1,9 - 2 gibi yüksek oranlar vardı.

Bu maçın hiç de kamuoyunun düşündüğü gibi geçmeyeceği daha başında belli oldu. Hagi'nin santraforum yoksa ben de santraforsuz çıkarım taktiği 4-6-0 şeklinde sahada yer bulunca Fenerbahçe'nin bu altı kişilik Galatasaray orta sahası karşısında Emre ve Mehmet Topuz ile ezildiğini, Stoch ve Dia'nın kanatlarda yalnız kaldığını, Alex ile olan bağlantının tamamen koptuğunu izledik özellikle ilk 45 dakika.

Dahası Elano ve Misimovic ile kanatlarda Caner ve Gökhan Gönül'ü hareketsiz bırakıyordu Hagi'nin bu dizilişi. Göbeği Mustafa Sarp, Lorik Cana ve Ayhan ile tutunca oyunu kurmak ve ileriye top taşımak için alan bulamadı Fenerbahçeli oyuncular. Ancak 45 dakika boyunca sürdürülen oyun disiplini, ikinci yarıda Galatasaray'ın yorulmasıyla yavaş yavaş yerini Fenerbahçe'nin etkinliğine bıraktı.

Oyunun ikinci yarısında kenara alınana kadar Alex hissedilir bir etki sağladı ancak Aykut Kocaman ritüelini tekrarlayarak Alex'i çıkarınca Fenerbahçe de ilk yarıdaki karmaşık oyun yapısına geri döndü. Taktiksel açıdan Hagi'nin planı ikinci yarıda oyuna Misimovic, Elano ve Cana'nın yerine sürdüğü oyuncularla maçın sonuna kadar canlı kalabildi. Aykut Kocaman ise oyuna ilk dokunduğu anda Alex'i seçerek etkinlilk kazandığı maçta tekrar Fenerbahçe'yi durduran isim oldu.

Galatasaray 10 yıl aradan sonra berabere bitirdiği bir Kadıköy derbisi ile mutlu dönüyor. Elano'nun Brezilya Milli Takımı'nda oynadığı düzende yeralması onun tekrar kazanılması adına umut verici. Galatasaray adına çifte şans olsa gerek bir paun ve Elano'nun kazanılması. Bu takımda dün her ne kadar etkili işler yapsa da Pino'ya yer yok. Milan Baros'un dönüşüyle çok daha fazla can yakacak bir kimlikleri olacak. Hagi'nin eli değdi, Rijkaard ile ne olurdu polemiğine girmek anlamsız. Yine de Hagi'nin dediği gibi daha çok yolları var demek de biraz hikaye. Bu takımda Elano, Misimovic, Cana, Arda, Baros, Kewell gibi beraber oynayamayacak ama sahada doğru kurgu ile yeraldığında fırtınalar koparacak isimler var.

Fenerbahçe adına ise iç sahada puan kaybedilen ikinci derbi maçı. Derbilerin kralı bu sezon Beşiktaş ve Galatasaray karşısında birer puanla yetinmek zorunda kaldı. Fenerbahçe adına çifte şans kaçtı ve bunu ikinci yarıda deplasmandaki Beşiktaş ve Galatasaray maçlarında anlayacaklar. Bence işler iyi gidiyor ama Aykut Kocaman'dan maç içerisinde sihirli dokunuşlar bir türlü gelmiyor. Aykut Kocaman'ın oynatmak istediği oyuna eyvallah da oyun içerisinde stratejide hep sorun var. Eğer Aykut Kocaman'ın yanıtı daha 20. dakikalarda orta sahada Emre ve Topuz'u destekleyecek bir hamle olsa ve Dia ya da Stoch'tan biri kenara gelse eminim farklı bir sonuç sözkonusu olurdu.

Garip bir ligin garip bir karşılaşması daha geçti. Ligde üç büyükler açısından oturmayan düzenler önümüzdeki haftalarda büyük sürprizlere gebe. Ve bu ligin şampiyonu yine 70 puan barajını zar zor bulacak gibi duruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder