16 Eylül 2008 Salı

Tahrik


Haftasonu çok ilginç bir olaya şahit olduk. Maç boyu sinkaflı küfürlere maruz kalan Antalyaspor kalecisi Ömer maç sonunda gururlu ve mağrur bir ifadeyle Galatasaray tribünlerine dönerek iki kolunu göğsünün üzerinde birleştirip bir süre bekledi sahanın ortasında. Karşılığında da rakip taraftarı tahrik ettiği için hakem Bülent Yıldırım'dan kırmızı kart gördü.

Olaya bir de şu şekilde bakalım: Diyelim ki bu oyuncu bir Galatasaray'lı ve 1-1 biten maçın sonunda aynı küfürlere maruz kalıyor ve o da sahanın ortasında aynı hareketi yapıyor. Ya da başka örnekler de var. Mesela bu hafta oynanan Hacettepe-Fenerbahçe maçında Uğur oyundan alınırken kendi seyircisinin protestosuna elini ters bir şekilde sallayarak karşılık verdi. Aynı durumda hangi hakem kırmızı kartına başvuracaktır diye düşünüyorum ama bunu yapacak bir hakem bulamıyorum.

Öyleyse durum aslında toplumsal açıdan bir hayli vahim. Herhangi bir hareket yapmadan rakip takımın taraftarının önünde durmak bile bir tahrik unsuru. Ne kadar da tahrik olmaya hazır bir toplumuz farkında mısınız? Yabancı turistler Taksim'de yeniyılı kutlar, biz tahrik oluruz, üstsüz güneşlenir tecavüze uğrar sebebi tahrik olmamız, ülkenin belli bir aydın kesimi bir toplantıda biraraya gelir, biz din elden gidiyor diye tahrik olur oteli yakarız. Selanik'te Atatürk'ün evi bombalanmış diye ne kadar gayrimüslim varsa hepsinin evini yağmalarız. Sebebi belli, biz hep tahrik edileniz.

Ömer'e gösterilen kırmızı kartın altında aslında bu ülke insanının tahrik olmaya müsait genleri yatıyor. Futbolun üst düzeyde olduğu gelişmiş hiçbir toplumda Ömer'in açık sarı bir kart bile göreceğine inanmıyorum. Bu olay tahrikten öte gösterilen kırmızı kartla futbola yapılan bir tahrip.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder