14 Şubat 2012 Salı

Şimdi Söz Savunmanın


Kameranın önünde sıcak kahveni yudumlarken, bilgisayarın başında twitter'da sallarken, gazete köşenden kalemini keskin bir kılıca dönüştürürken içeride olan biri için sallamak kolay. Asıl olan içerideyken ve tüm hakların elinden alınmışken, en güçsüz gözüktüğün anında, belki de tüm silahlar sana çevrilmişken konuşabilmekte. Yoksa bugüne kadar ağzı olan konuştu, eli kalem tutan yazdı. Adli muhabirler kırk yıllık spor adamı kesildi.

Aziz Yıldırım'ı seversiniz ya da sevmezsiniz ama onun da söylediği gibi erkek adam bir kere ölür on kere değil.  Fenerbahçe camiasını hergün öldürmeden can çekiştiriyorlar ama bizim tek istediğimiz öleceksek bir kere ölelim. Ama işte o sıcak kahvesini yudumlayıp ekranda ahkam kesenler, bilgisayarın başında programlara tweetlerken aslan kesilenler, köşelerinde kendilerini adaletin kılıcı sananlar varsın hergün ölüp ölüp dirilsinler.

Fenerbahçe taraftarını, Fenerbahçe'yi değil, Aziz Yıldırım'ı sevmekle suçladılar hep. Rıdvan Dilmen çok doğru söyledi: "Eğer şike olayına karıştılarsa bir daha yüzlerine bakmam" diye ama anlamadılar ki Aziz Yıldırım'ı bu blogda sıkça eleştirmiş de olsam bu kulübün lideri ve mahkum edilirse, edilene kadar da lideri olacak. Anlamadılar ki Fenerbahçelilik kitabında arkadan vurmak, kaçıp gitmek, aklanın da gelin basiretsizliğini yapmak yazmaz. Gün şimdi bizim konuşma günümüz. Ve burada eleştirdiğim konulara rağmen Aziz Yıldırım'ın gerçek bir lider olduğunu bir kez daha ispatladığı gün.

Ben Fenerbahçe camiasının bugüne kadar ki duruşunu başta Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen ve Ali Koç olmak üzere sürecin her anında Fenerbahçeli olmayı bu kadar hissederek camiayı ayakta tutma gayretini 100 tane şampiyonluğa değişmem. Büyüklük kupa kaldırmakla değil, ayaklarının üzerinde tek başına durabilmekle belli olur. Fenerbahçe camiası da birkaç gereksiz adam dışında bu duruşu fazlasıyla sergiliyor ve sergilemeye devam ediyor.

Bugün Topuk Yaylası'na akan ve Bağdat caddesinde yürüyen on binler de, Manisa maçında stadyumu 46 bin kadın ve çocukla doldurabilen taraftar ruhu da, Silivri kapısına dayanan binler de hep aynı hislerle hareket ediyorlar. Büyük Fenerbahçe Miting'i düzenleyip oraya Veysel Hoca'lar da, Can Bartu'larda, üç yaşındaki Kemal'ler de aynı aşkla biraraya geliyorlar. Lefter Küçükandonyadis öbür dünyadan çubuklu formasıyla sevdasını aynı dizelerle bağırıyor.

Aziz Yıldırım'ın bugün bağırdığı, haykırdığı gibi:

"Memleket elden gidiyor, herkes oturmuş şikeyi konuşuyor"
"Ekranlarda hakkımızda atip tutan herkesle gorusecegiz."
"Böyle şike mi olur? Türk sporu nereye gidiyor oraya baksınlar. Türk sporu elden gidiyor."
"Ibrahim Akin'a 100.000 € verdigimizi ispat etsinler. Kendimizi köprüden atalım"
"Erkek adam bir defa ölür on defa ölmez"

Belki de hepsinden anlamlısı: "Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe"

Günün sonunda güneş battığında ve bir daha güneşli günler göremeyecek olsak bile yine son sözü biz söyleyeceğiz.

1 yorum:

  1. Elinize sağlık. Ama bazı dangalaklar anlayamıyor bunu.

    Hatta üzülerek söylüyorum, dangalaklık takımla da ölçülmüyor. Bugün hala daha neyin içinden geçtiğimizi kavrayamamış Fenerbahçeliler var aramızda. Üst perdeden sallayan,fırsat kollayan asalakları katmıyorum buna.

    Maalesef, taraftarlarımızdan bahsediyorum.

    Hala üzümün sapı derdinde bir sürü arkadaş. Evet, hayat devam ediyor, takım ruhsuz ve fena halde düştüler oyundan.

    Lakin, iş başka.

    Hem diyeceğiz ki bu liginde sizinde...hem de takım 2 ay kötü oynadığı için herkesi suçlu ilan edeceğiz. Olmaz öyle şey.

    Allah'tan bize liderlik eden kimseler gerçekten "farklı" kimseler.

    Bakın ismi lazım değil yüzsüzler hemen başladılar Alex-Aykut Hoca, Rıdvan-Yönetim çatışması yaratmaya.

    Yememek lazım.

    Bu haksızlığı iyice temizlemeden adil yargılama olmayacak. Başkan bunu hedefliyor. Buna biz de elimizden geldiğince yardım etmeliyiz.

    Elbette spor takımlarımızın da bu mücadeleye ortak olması gerek ki olacaklardır.

    Hiç geri adım atmadık, hiç kıvırmadık. Aynen devam...

    Kanıtlayın. Adil olun. Dürüst olun. Yargıya, TFF'ye gerek yok. Bu taraftar düşürür bu takımı. En ağır cezayı biz veririz.

    Aksi takdirde, allah büyük, aynaya bakacak yüz bırakmamalıyız bu adamcıklarda.

    Son bir notta, o kıymeti kendinden menkul fırsatı yakaladık sallayalım diyenlere..Bu noktanın yargı süreciyle, şikeyle falan ilgisi yok. Genel bir mesaj olsun.
    Fenerbahçe bir grup ağızlrından salya saçan adamların yalanlarıyla batmaz.
    Fenerbahçe için son sözü yine Fenerbahçe'liler söyler. 5 yıl müsabakalardan men etseler bile kulübü, 6. yıl gelir kaldığımız yerden devam ederiz.

    O küçük beyinliler bunu er ya da geç anlayacaklar.

    YanıtlaSil