23 Şubat 2012 Perşembe

Mahkeme Notları #2


Tarihi savunmayı yazmaya devam ediyoruz. İlk gün 3 maçla ilgili savunmasını verebilen Aziz Yıldırım bu sabah itibariyle kalan maçlarla ilgili de konuşma fırsatı buldu. Bu savunmalarda tarihe yazılan bir anektod da savunma hakkının kısıtlanması ve mahkeme başkanı tarafından kendisine konuşmasının bir bölümünde 15 dakika içerisinde savunmasını bitirmesinin talep edilmesidir.

İddianame okunurken savunma avukatlarınca iddianamenin özet geçilmesi talebi mahkeme başkanı tarafından reddedilmiş olmasına rağmen savunmanın özet geçilmesi talebi irdelenmeli. Zira bu biraz işgüzar bir yaklaşım gibi geliyor kanaatimce. Böyle bir tavır karşısında savunmayı yazılı verip tüm yapılan suçlamalardan suçsuzum demekle iki gün konuşmak arasında mahkeme başkanına göre bir farklılık olmadığını gösteriyor benim nazarımda.

Gelelim bugünkü savunmanın özetine. İddianamede yeralan içi 2 milyon € ile dolu çanta iddiasını bizzat mahkemede 2 milyon € tutarındaki parayı benzer bir çantanın içine sokmaya çalışarak ve bunu başaramayarak çürütmesi traji-komik. Diğer taraftan şike ya da teşvik ile ilgili iddialarla ilgili sadece savunma yapmaması ve rakip takımlara ait tapeleri göstererek madalyonun diğer yüzünü sorgulaması daha ilk günlerde de söylediği gibi beni batıramayacaksınız, batırsanız bile ben de tek başıma batmam sözlerinin birer birer mahkeme tutanaklarına yansıması olarak kayda geçmiş oldu. Sivasspor maçıyla ilgili Korcan'ın kurtarışları, akabinde Volkan'ın lig boyunca yemiş olduğu hatalı gollerin bir kaydının paylaşılması savunmanın yine iki taraflı tutarlılık göstermesi açısından doğru bir yaklaşım oldu. Zaten Korcan'ın kız kardeşi olmadığı ilk gün ki savunmada ortaya konmuşken Korcan'ın maç boyunca genel performansını göstermek ve hatalı gollerin yenebileceğini anlatmak şu açıdan önemli: Genel tezlerden biri de kanaatin bile puan silmek ya da küme düşürmek için şike konusunda yeterli bir altyapı oluşturacağının söylendiği bir ortamda karşı tez ile o kanaati kıracak başka kanaatler oluşturacak yaklaşımlara ben ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Sosyal medyada ya da bazı basın organlarınca tuhaf bulunsa da iddianamedeki tuhaflıklara karşı en geçerli yol o tuhaflıkları gözle görülür olarak ortaya serebilmek.

Sivasspor maçına yoğunlaştığı bugünkü savunmasında İbrahim Akın olayına da değindi ancak İbrahim Akın'a 100.000 € verdiğim ispatlansın kendimi Boğaz Köprüsü'nden aşağı atarım ifadesi tek başına yeterlilik teşkil etmeyecektir. Bu noktada İbrahim Akın'ın ve yine Tahir Kıran'ın adamı olarak iddia ettiği Fahri Tatan'ın vereceği ifadeler kritik rol oynayacak gibi duruyor. Aynı durum Ali Kıratlı ile olan ilişkisi için de geçerli. Bu konudaki savunmasında detaylara tam hakim olamamakla birlikte bu kişi ile olan ilişkisini tamamen reddediyor.

Günün belki de en çok altı çizilmesi gereken konularından biri gazetelerde çarşaf çarşaf yeralan ve aslında iddianameyi algısal boyutta haklı çıkaran en önemli konuşma metinlerinden biri olan "tarlayı sürdük" ve "ekinleri aldık" cümlelerinin yeraldığı tapelerin 04.03.2011 günü oynanan Kayseri – Manisaspor, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor – İ.B.B., 06.03.2011 günü oynanan Beşiktaş – Trabzon maçları için söylenmiş olduğu konusu ve iddianamede bu maçlardan ikisi ile ilgili bir eylem iddiasında bulunulmadığının ortaya konması. Bursaspor-İ.B.B maçı ile ilgili ise durum bir tepsi baklavadan ibaret gözüküyor şimdilik.

Bugünkü savunmasındaki satır başları bunlar. Zaten çok da fazla konuşmasına izin verilmedi ve avukatların konuşmalarına geçildi. Ancak ben kişisel kanaatimi  bu noktada biraz paylaşmak istiyorum. İddianamenin çok geniş çaplı bir örgütlü işi ve şike-teşvik ilişkisini öne sürerken ortaya koyduğu argümanlar ve özellikle tapeler konusunda son derece zayıf olduğunu söyleyebilirim. Eğer herhangi bir para trafiği muhasebe kayıtları ile ortaya konamazsa ki şu anda gözüken o, tarihimizin en büyük fiyasko davarlarından biriyle karşılaşabiliriz.
Öte yandan bir Fenerbahçeli olarak iki şeyin kesinlikle açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyorum. Birincisi Eskişehirspor'a Fenerbahçe Kulübü'nün de içerisinde rol aldığı bir teşvik ödemesi sözkonusu mudur? İkincisi de İbrahim Akın'a, bugüne kadar ki her türlü kişisel saçmalamalarını ve tutarsızlıklarını göz önünde bulundurarak, Fenerbahçe'ye gol atmaması için yine Fenerbahçe'nin içerisinde bulunduğu bir şike eylemi sözkonusu mu? Diğer tüm suçlamalarla ilgili pek bir soru işareti taşımıyorum. Son iki konu ile ilgili olarak da oturup tapeleri tek tek incelemek savunma argümanlarını altına koyup ciddi bir şekilde kafa yormak gerekiyor.

Sonuçta burada yazdıklarım tamamen genel kanımı ve davanın gelişimi ile ilgili algımı içeriyor. 400 sayfalık iddianameyi de neredeyse bir o kadar olan Aziz Yıldırım'ın savunmasını da okudum ama hiçbir şekilde bir hukukçu gibi her satırı sindirmedim, buna vakit de harcamadım. Basında, orada burada ahkam kesenlerin de sindirmiş olduklarını düşünmüyorum. Aziz Yıldırım'ın savunması dışında avukatlarının söyledikleri, diğer tanık ve sanıklarının ifadeleri, hepsi dava sürecini etkileyecek. Tutukluluk kararı mı? Cuma günü tutukluluk kararının kaldırılacağını hiç zannetmiyorum. Eğer tutukluluk kararı kaldırılırsa zaten duruşmanın seyrinin de çok ciddi anlamda değişeceğini ve hatta iddianame ile ilgili benim üzerinde düşündüğüm iki konudan da dava sonunda aklanacağını düşünebiliriz. Gerçi tutukluluk hali bu durumla ilgili değil organize bir suç örgütü lideri ve mensubu olmakla ilgili ancak ben tutukluluk halinin kaldırılmasının iddia makamı için ciddi bir psikolojik yenilgi olacağı düşüncesindeyim. Kamu vicdanı açısından da en keskin dille Aziz Yıldırım'ı suçlu ilan edenlerin dahi ne diyeceğini bilemediği bir atmosfer yaratır. Herşeye rağmen tutukluluğun devamı kararı alınırsa ki ben bu yönde bir karar alınacağını düşündüğümü belirtmiştim, bunun haklı bir gerekçesi olmadığını vicdanı olan her insan söyleyebilir.

Bu iddianame çerçevesinde de diğer kulüplerle ilgili iddialar hakkında bir yorum yapma gereği duymuyorum. Bence mahkemede gereken yorumları Aziz Yıldırım yaptı. Ama bugün de söylediği gibi herşeyden önemlisi bu işten Fenerbahçe'nin gerçekten tertemiz çıkabilmesi. Hepimizin meselesi de bu. İddiaların hiçbiri ispatlanamadığı sürece bu mesele tüm camia için Aziz Yıldırım'ın arkasında mücadele edeceği bir direniş olmaya devam edecek.

Aziz Yıldırım'ın savunmasının tamamı için:

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=28044
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=28046
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=28063

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder